Atılan Taş Ürkütülen Kurbağaya Değmeli…

“Hoşlanmadığı bir kimseden kurtuluncaya kadar,  güzel geçinemeyen akıllı sayılmaz.” (M.b.Hanefiyye)

Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeli…

 

“Hoşlanmadığı bir kimseden kurtuluncaya kadar, güzel geçinemeyen akıllı sayılmaz.” (M.b.Hanefiyye)

 

Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeli…

 

Siyaset netice alma sanatıdır.

Ticaret kar etmek için, siyaset netice almak içindir.

Maharet; kendi fikriyatında olmayanlarla uyumlu çalışabilmektir.

Siz başkalarına tahammül edemiyorsanız, başkaları size nasıl tahammül edebilir?

Demokrasi; zıt görüş mensuplarının birbirine tahammül edebildiği sistemdir.

 

Ak Parti iktidar döneminde, bilhassa Dışişleri, Ekonomi ve Milli Savunma Bakanlıklarında; farklı görüşteki bürokratlarla çalışmanın güzel ve başarılı örnekleri sergilendi.

 

Bu akıllı siyasi taktik sayesindedir ki, (şu an tutuklu) birçok üst bürokratla; hiçbir şey bilinmiyormuşçasına yıllarca birlikte çalışılmıştır.

 

Bir bürokratın icraatlarının siyasi sorumluluğu onu atayan siyasi partiye aittir. Bu sebepledir ki bir iktidar, atadığı bürokratların yetersiz icraatlarının faturasını ödememek için onlarla zamanla ters düşebilir.

 

Ancak bir iktidar partisinin sorumlu temsilcileri, atadığı ve ters düştüğü bürokratla kamuoyu önünde (basın yoluyla) taştırmamalıdır. Bu, bir zafiyet belirtisidir.

 

İktidar konuşmaz yapar. Muhalefet yapamayacağı veya yapamadığı için konuşur!

 

Geçmiş yıllarda, kendi atadığı Vali ile ters düşen, ama onu yumuşak bir operasyonla değiştirme imkânı var iken, kolay olanı yapmayıp; basın yoluyla tartışmayı tercih eden milletvekillerine şahit olduk.

 

Bu tür tartışmaların ne iktidar partisine ne de o vilayete fayda sağlamadığı (tecrübe ile) görüldüğü halde, maalesef benzer tartışmaya tekrar şahit olmaktayız:

 

Giresun Üniversitesine bir Rektör atanıyor; Prof.Dr.Aygün Attar

Tebrik ediyor ve başarılar diliyoruz…

Haliyle her idareci başarılı olmak için önce çalışma ekibini kurar. Kurmak zorundadır da.

Öyle ki aynı iktidar döneminde Bakan değişikliklerinde dahi yeni Bakan önceki Bakan’ın ekibini değiştirir, hiç eleştiri de yapılmaz.

Yeni Rektör de bunu yapıyor.

 

Ama o da ne..! İlk ve sert tepki İktidar Partisi Grup Başkan Vekilinden geliyor!

Vekilin eleştirileri basında yer aldı ve çokça tartışıldı. Eleştiri ifadelerini tekrar etmekte fayda yok. Kullanılan ifadelerden ziyade yaklaşım tarzını ve siyasi üslubu önemsiyorum…

 

 

Bu yaklaşım şık olmamıştır…

Bir vekilin, üstelik Grup Başkan Vekili sıfatını taşıyan sorumlu bir vekilin, kendi seçim bölgesindeki bir bürokratın icraatlarını takip etmesi normaldir. Olması da gerekir. İddialarında haklı da olabilir. Ama usul ve üslup böyle olmamalıdır…

Bu üslubun ne partiye ne de Giresun’a bir faydası olur. Aksine zararı çok olur…

 

Bazı farklı sıfatlar; daha sorumlu ve dikkatli davranmayı gerektirir…

 

Genel Başkan Yardımcıları, Grup Başkan Vekilleri ve Bakanlar; sözlü ve yazılı beyanatlarına en az Genel Başkan kadar dikkat etmelidirler!

 

Bu demektir ki; sadece Genel Başkanlara değil, parti sözcülerine de (siyasi beyanatlarını hazırlamak üzere) ilave danışman tahsis edilmeli!..

 

İyi bir hatip olmak, iyi bir ekonomist olmak, iyi bir uzman olmak; (her daim) iyi bir idareci olmak demek değildir. Tabii ki birçok vasfı bir arada taşıyan idareciler; mükemmel idarecilerdir.

 

Grup Başkan Vekilleri veya Bakanlar seçim bölgelerindeki bürokratlarla tartışmaya hiç girmemelidir.

Söylenmesi gereken, eleştirilmesi gereken hususları o seçim bölgesindeki partisinin diğer vekilleri söylemiş olsa, kendileri de bilahare devreye girse; daha çözüme götürücü netice alınmış olmaz mı?

Bu sayede hem kendileri (sebepsiz yere) yıpranmamış, hem de hizmet aksamamış olur..

 

Daha 40’ı çıkmamış bir Rektöre böyle bir yaklaşımdan sonra, onunla nasıl diyalog kuracaksınız?

Nasıl birlikte hizmet üretebileceksiniz?

 

İktidarın Rektörden uzaklaşması; muhalefetin ona, onunda muhalefete daha fazla yaklaşmasını sağlamaz mı?

 

Cumhurbaşkanının daha yeni atadığı bir bürokrata, henüz nezaket ziyareti dahi yapılmadan veya nezaket ziyaretine ihtiyaç duyulmadan böyle sert bir eleştiri; Rektörün şahsında Cumhurbaşkanını (dolaylı olarak) protesto anlamını taşımaz mı?

 

Tecrübeli siyasetçi böylemi hareket eder?

Atılan taş, ürkütülen kurbağaya değmeli…

 

Peki… Olan olmuş. Söylenen söylenmiş.

Bir tarafta İktidarın Grup Başkan Vekili, diğer tarafta Üniversitenin Rektörü…

Hizmetin aksamaması lazım… Çözüm ne olmalıdır!

 

Sayın Rektör ilim ehlidir. Daha sabırlı ve mütevazi hareket edebilir.

Kendilerini tebrik eden ve nezaket ziyaretinde bulunanlara iade-i ziyarette bulunduğu gibi, henüz ziyaret imkânı bulamayan Ak Parti yetkililerini de (eğitim faaliyetlerini ve Üniversitenin ihtiyaçlarını istişare babında) ziyaret edebilirler.

 

Kıssadan hisse…

İslam Tarihi Profesörü İhsan Süreyya Sırma Hocamız anlatmıştı:

“Komşu iki köyün ağaları birbirine ağalık taslarlar. Bir araya gelemezler. Serde ağalık var… Biri der; o benim ayağıma gelsin, öbürü der; o benim ayağıma gelsin! Ağaların bu tutumu köylüleri rahatsız eder. Zira ağaların bu tavırları yüzünden komşuluk münasebetleri durma noktasına gelmiştir. Köyün usluları bir araya gelir, nihayet ortak bir formül bulunur; eşit mesafede, orta yerde buluşma kararı alınır. El sıkılacak ve barışılacak. Karşılıklı köylerinden aynı anda hareket ederler. Ortak buluşma noktasına yaklaşırken kısa mesafe kala dururlar ve inatlaşma tekrar başlar… Kimse bir adım daha atmaz. İlim ehli bir zat devreye girer. Biraz daha anlayışlı ve kültürlü gördü ağaya gider; “bak sen akıllı birisin. Düşünsene, Hz. Musa (a.s) mı Firavunun ayağına gitti, Firavun mu Hz. Musa’nın (a.s) ayağına geldi?” der. Allah’ın (c.c) peygamberinin O’nun azılı düşmanının ayağına gitmesi ağayı düşündürür… Esasında nefsine de hoş gelir. Ve kendinden emin olarak, gururla yerinden kalkar; ilk hamleyi yapar: “Ey… Firavun! Kalk… Musa geldi” der. Der ama... Baltayı da taşa vurmuş olur…”

 

Evet… Beyefendiler, hanımefendiler…

İnsan beşerdir, hata yapabilir. Doğru, hepimiz yanlış yapabiliriz. (Allah muhafaza buyursun ve affetsin)

Şayet bir kişinin hatası sadece kendini ilgilendiriyor, başkasına bir zararı olmuyorsa; bizler o tür hataların üzerinde durmayız ve durmamalıyız.

Eğer o kişinin hatalı söz ve fiilinin zararını kendinden başkaları da görüyor veya ilerde görecekse, kişi istediği gibi hareket etme hakkına sahip değildir.

 

Lütfen… Memlekete ve millete hizmet için enaniyeti bırakalım, hizmet için el sıkışalım.

 

“Bir kişinin nasıl biri olduğunu, başkalarının kendisi hakkında neler söylediğinden çok

onun başkaları hakkında ne söylediği ile görebilirsiniz.” (Leo Aikman)
 

Vesselam…

13.05.12

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN