İdeal Din Görevlisi!

Nasihat etmek kolay, örnek olmak zordur” (Rechefoucauld)
İdeal din görevlisi!
Babanın,  eğitimi için çocuğunun kusurlarını (başkasından önce) kendisine söylemesi takdir edilir. Zira başkası, şahsı küçük düşürmek için, onu rencide etmek için söyler. Baba ise, “başkası çocuğumun kusurunu göremeden düzelteyim” düşüncesiyle ikaz eder. Bütün müesseseler ve meslek mensupları için de aynı şey geçerlidir. Herhangi bir meslek mensubunun olumsuz bir fiil ve sözleri, başkalarından ziyade aynı meslek mensuplarını rahatsız eder. Bu itibarla, bir din görevlisinin yanlış bir hareketi de (cami cemaati olmayanlardan ziyade) öncelikle cami cemaatinin dikkatini çekmesi gayet tabiidir. Mevlana’nın ifadesi ile dost acı söylememeli, ama acıyı da tatlı söyleyebilmelidir. Bir camia mensubundan gelen (olumlu) eleştirileri-özeleştirileri de o camia mensupları (şahsi menfaatlerine aykırı da olsa) teşekkürle karşılayabilmelidirler. Geçen haftaki (22.01.12 tarihli) yazımızda Diyanet Teşkilatının yaptığı güzel hizmetlerden bahsettik. Maalesef her teşkilatta olabileceği gibi, bu teşkilatta da bazı olumsuz ve eksik hizmet veren görevlileri görmek mümkün! Din görevlileri ile alakalı olumsuz bir hareketi, cami cemaatinden olmayan biri eleştirse; “cami ile namazla, abdestle ilgisi olmayan biri işte! Acaba şahsi veya ideolojik bir sebep mi var?” gibi peşin hükümle reddedilir! Cami cemaatinden biri bu tür eleştiriyi getirse; “sen de mi bürütüs” derler! Peki, olumsuzluklar nasıl düzeltilecek? Özeleştiriyi kimler, nasıl yapacak?.. Halkın ve Cemaatin sorumluluğu: Beşer olarak herkes hata yapabilir. Ancak din görevlileri daha dikkatli davranmalıdır. Onların hataları şahıslarını değil, bütün camiayı bağlayacaktır. Dolayısıyla bütün diyanet teşkilatını ve Müslümanları zan altında bırakacak “olumsuz söz ve harekette” bulunanlara göz yumulmamalı. Zaten bu tür hareketlere (idareciler ve cemaat) göz yummaz ise, böyle olumsuz fiiller de pek işlenmez! Öyle köylerimiz, hatta merkezde bazı mahallerimiz var ki; yatsı ve sabah namazlarında hiç cemaat yok.  Değil vakit namazlarında, Cuma namazlarında dahi cemaati olmayan camilerimiz var! Ancak dağlık (yüksek) köylerimizde, cami yakınında ev bulunmayan veya ulaşım imkânı sınırlı yerlerimizi istisna olarak belirtmek zorundayız. Bu tür camilerimizde görevli bulunmazsa cenazeleri kaldıracak kişi dahi bulunmayabilir! Köylünün ve mahallelinin (Muhtarları ile birlikte),  imamına ve camisine sahip çıkması lazım! İmama ve camiye sahip çıkmak; cemaate devam etmekle olur.  Nimete şükredilmezse, nimet elden alınır! İmam görevde iken cemaati ve camiyi hatırlamayanlar, caminin imam kadrosu alınınca çalmadık kapı bırakmazlar! Acaba “yatsı ve sabah namazlarında belirli sayının altında (mahallenin durumuna göre; 5-10, 15-20 gibi) cemaati bulunan camilerin kadrosu iptal edilecek, görevliler başka yerlerde istihdam edilecek” denilse, bir çözüm olabilir mi? Cemaat camisine ve imamına sahip çıkar mı? İmamlar için; “ehil değiller,  vazifelerini hakkıyla yapmıyorlar” diye, eleştiri getiren cemaat, biraz da kendine baksın! Acaba onlar vazifelerini yapıyorlar mı? Veya ne derece yapıyorlar?Yoksa böyle cemaate böyle imam mı? Giresun’unun köy sayısı 500 ün üzerinde. Her köyde en az bir cami var ve bir görevli hizmet veriyor. (ki bazı köylerde birden fazla cami ve kadro mevcut) Köylerde ikamet eden insanlarımız; değil Başkanlığın sitesinde verildiğini zikrettikleri din hizmetlerini, “namaz kıldırma”hizmetlerini dahi tam alamamaktadırlar. Köylerde veya merkezin kenar mahallelerinde hizmet veren görevlilerden (bazılarının), namaz kıldırmanın veya ezan okumanın dışında (ki bu da tartışmalı!) (Diyanet İşleri Başkanlığının amaç ve hedeflerinden saydığı) hizmetleri vermeyen veya veremeyenlerin aldıkları maaşları; hak edip etmemesi tartışma mevzu olmaz mı? Zira din görevlilerine takdir edilen ücret, sadece namaz kıldırmalarının bedeli değil, (Başkanlığın sitesinde zikredilen) sair bütün faaliyetlerin karşılığıdır! Evet, İmam-Hatiplerin asli vazifeleri;  namaz kıldırmak ve ezan okumaktır. Ama bu hizmetlerin dahi (bazı köy ve mahallelerde) yeterince verilememesi halkın din görevlilerine güvenini sarsıyor! Yoksa asıl problem; “gerçek namaz” kılınamamasından mı kaynaklanıyor? Zira Ankebut suresi ayet 45 de(Hasan Basri Çantay meali) Allah Teala (c.c) buyuruyor ki:“Sana vahyedilen kitabı oku. Namazı da dosdoğru kıl (ve kıldır). Çünkü namaz edebsizlikden ve akıl ve şerîata uymayan her şeyden alıkoyar. Allahı zikretmek elbette en büyük (ibaret) dir. Ne yaparsanız Allah bilir.” Keza, Peygamberimiz’in  (S.A.V.)  bir Hadis-i Şeriflerinde de; “Kim bir namaz kılar da, o namaz kendisini açık ve gizli kötülüklerden alıkoymazsa o namazla Allah’tan uzaklaşmaktan başka bir şey artırmış olmazbuyrulmaktadır. Bu ifadelerden, “ köylerde ve bazı mahallelerde imamlar hiç mi hizmet vermiyorlar” anlamı çıkartılmamalı! Gerçekten,  cemaatin derdini dert edinen, 24 saat hizmet aşkı ile çalışma gayretinde (hem köylerimizde hem de merkezlerde) görevlilerimiz mevcut. Ancak bunların çok yetersiz olduğunu, hatta ihmalkâr görevliler sebebiyle bunların kıymetlerinin anlaşılamadığını vurgulamak istiyoruz… Öyle tahmin ediyoruz ki, bu yazıdan, görevlerinde ihmalkar davranan, amiyane tabirle “yarası olanlar” rahatsız olacak, hakkı ile vazifesini yapanlar memnuniyet duyacaklardır!.. İnancımız odur ki, imamlar; Peygamberimiz (S.A.V) Efendimiz’in şerefli makamına temsil etmektedir. O makamın hakkını verecek hareketlerde bulunmak zorundadırlar. İmamlık (Hukuki açıdan eşit kabul edilse dahi!)  sıradan bir memurluk değildir! İmamlarımız; “namaz kıldırma memuru” veya “ezan okuma memuru”  sıfatından kurtarılmalı! Bazı yetersiz görevliler sebebiyle töhmet altında bırakılan; mesleğinin hakkını veren, ehil görevlilerimizin hakkı korunmalıdır. İmam-Hatipleri motive etmek! •      Bütün imam-hatiplerden haftalık, aylık faaliyet raporları alınmalı, yıllık ortalama faaliyetleri oranında (maaşlara ilave) prim verilmeli. (Personelin şevkini ve azmini artırır, çok hizmet veren ile az hizmet verenlerdeki ücret adaletsizliğini ortadan kaldırır. Personeli hizmet yarışına sevk eder) •      Her vakit namazda 300-500 cemaate hizmet veren, “ideal imam-hatip” de aranan vasıfları taşıyan görevli ile 3-5 kişiye hizmet veren veya hiç cemaati olmayan (başka faaliyetlerde de bulunmayan!) cami görevlilerinin aynı ücreti alması; hakka, adalete, hukuka uygun değildir. Ya birinin maaşı çok az, ya diğerinin ki çok fazla! (cemaat sayısının fazlalığı; namaz kıldırma açısından değil, ideal hizmetleri ifa edebilen görevliler için önemlidir) •      Köylerde, (çocuklarının eğitim imkânlarının sınırlılığı ve sair sosyal hak mahrumiyetleri ne rağmen) sadece camiye gelenlerle değil, her hanenin kapısını çalarak birebir hizmeti gaye edinen fedakâr görevlilerimiz ayrıca takdir edilmelidir. •      Örnek, ideal görevliler İl-İlçe Müftülüklerinin web sitelerinde ve basında (yapılan farklı hizmetlerle birlikte) kamuoyuna tanıtılmalıdır. Tesiri olmayan nasihatler: •      Sigara içen doktorun hastasına, Sigara içen öğretmenin talebesine; “sigara içme!” tavsiyesi, •      Vazifesini hakkı ile yapmayan din görevlisinin cemaatine; “mesaisine riayet etmeyen veya vazifesinin hakkını vermeyen memur ve işçinin aldığı ücret, helal değildir” gibi tavsiyeler; muhatabına faydası olmayan anlamsız sözlerdir! Yine bedava namaz kılmadık! Özellikle Cuma günleri imamların “(herhangi bir) yardım sahası için” yardımlarınızı bekliyoruz” hitabından rahatsız olup, “yine bedava namaz kılmadık” diyenlere de deriz ki; siz o yardım çağrısında bulunanlara, dua edin. “Allah razı olsun” deyin. O ne güzel davet! Bizi sıkıntıdan kurtarıyorlar! “Sadaka belayı def eder” Hadis-i Şerifine uygun olarak sadaka verecek yer ararken, bizlere yardımcı oluyorlar! “Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.” (Buhârî) İnşallah gelecek yazılarımızda (müstakil bir yazı ile) “örnek din görevlilerinden”  “örnek hizmetleri” sizlerle paylaşmaya çalışacağım.   Vesselam… Ahmed ÇITLAKOĞLU iletisim@ahmedcitlakoglu.com 29.01.2011  

www.giresunaktuel.com’da yazı…

 
YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN