Kurban’da Kurban(!) Olmak…

‘‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu.” (Mehmed Akif)

Kurban’da kurban(!) olmak…

10-15 yıl önce idi.. Kurban pazarında tanıdık bir celebe, “100-120 kiloluk, ailecek kesebileceğimiz bir kurbanlık almak istiyoruz” dedik. “Bende yok, ama diğer arkadaşlardan bakalım” dedi... Pazar yerinde hayvan çadırlarını birlikte ziyaret ediyoruz.. Çadırlar, tam da bizim aradığımız cinsten kurbanlıklarla dolu… Celep dostumuz hangi çadıra uğrasa “ağabi, bunlar size gelmez” cevabına muhatap oluyor! “Nedir bu?” dediğimizde; -       Bu hayvanlardan kurban olmuyor! Yaşını doldurmamış hayvanlar.. -       Peki, bunları nasıl satıyorlar? Bunun parası helal midir? Bu ‘kurban olmayan’ hayvanların ‘kurban’ olarak kesilmesinin vebalini kimler, nasıl üstlenecek? -       Maalesef bu, acı bir gerçek.. Kimse de müdahale etmiyor veya edemiyor! O tarihte bu acı durumu bütün ilgili ve yetkili kurumlara yazılı olarak bildirmiştim. Geçen yıl, 23.9.2012 tarihli Kurban olamayan kurbanlık!”  ve 30.9.2012 tarihli “Kurbandaki ihmallik suça dönüşür mü?” başlıklı yazılarımla meseleyi tekrar kamuoyunun gündemine taşımaya çalıştım. Maalesef (ne hikmettir, bilinmez!) ciddi manada önleyici bir çözüme şahit olamadık. Gerçi Hükümet, bu önemli ibadetin ehemmiyetini göz önüne alarak, sağlıklı hizmet sunulabilmesini temin için ilk defa 2009 yılında Kurban Hizmetleri Tebliği yayınlamıştı. 2010 yılında genişletilen tebliğ 2011 ve 2012 yıllarında  (üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan) aynen yayınlandı. Geçen yılki  Kurban olamayan kurbanlık!”  başlıklı yazımızda tebliğde dikkate değer bazı eksiklikleri gündeme taşımıştık: “Tebliğ Diyanet uzmanlarınca okunmadı mı acaba? Tebliğde; sağlıkla ve kesimle alakalı uyulması gereken prensipler geniş şekilde zikredilmiş. Tebliğ hükümlerine uyulmaması halinde kesilecek cezalardan bahsedilmiş, ama (dinen kurban olması mümkün olmayan kusurlu) sakat ve yaşını doldurmamış (süt dişini değiştirmemiş) (özellikle dana ve tosun cinsinden) hayvanların piyasaya sürülmesinden, bunları satanlardan, kontrol etmeyenlerden pek bahsedilmemiş ve aksi davranışların cezaları da düzenlenmemiş! Tebliğde sağlık açısından gösterilen hassasiyet, maalesef dini hükümler hususunda gösterilmemiş(!) gibi gözüküyor! İster istemez bu tablo; “bürokratlar tarafından hazırlanan tebliğ, acaba uzmanlar tarafından okunmadı mı veya yeterince değerlendirilemedi mi?” sualini akla getiriyor! İşte, dikkat çekici birkaç husus..: 1-     Gebe ve damızlık değeri yüksek dişi hayvanlar için; “kurbanlık olarak kesilmesinin önlenmesi” hatırlatılacaktır, denilirken… “kurban edilmesi uygun olan hayvanlardan öncelikle erkek ve yaşını doldurmuş olanların tercih edilmesi hatırlatılacaktır, deniliyor! (madde 5/f) Hayvan sağlıksızsa; “kurbanlık olarak kesilmesinin önlenmesihatırlatılacak! Ya yaşını doldurmamış ise?!..  “Yaşını doldurmuş olanları tercih edinizdiye hatırlatılacak öyle mi? Hem “Kurban olabilmesi için, kurbanlık hayvanın süt dişlerini değiştirmiş olması gerekir.  Kötürüm derecesinde hasta, gebe, memesi kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmazdiyeceksiniz… Hem de (kusurlu bu hayvanların) “satım ve kesiminin” kesin önlenmesi yerine, hatırlatmayı kâfi göreceksiniz! Sağlıksız hayvanların pazara sürülmemesi için; alınan ve tavsiye edilen tedbirler memnuniyet verici… Ancak Kurban’da sadece sağlıklı et temini için hayvan satılmıyor ve kesilmiyor ki! Tabii ki ‘Kurban kesilecek hayvanların’ sağlıklı olması önemli! Peki, çok sağlıklı ve semiz olduğu halde, yaşını doldurmamış ve dinen kurban olamayacak derecede kusurlu hayvanların; pazara getirilmesi, satılması, kesilmesi ne olacak? Bunun, hukuki ve manevi mes’uliyeti olmayacak mı? Gerçi tebliğin (10/4.) maddesinde “Kurbanlık hayvan satış yerlerine bu Tebliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen hususlara uymayan, küpesiz ve belgesiz büyükbaş ve küçükbaş hayvan girişleri önlenecektir” hükmü yer alıyor, ama yukarıdaki “hatırlatma” hükmüyle de tezat teşkil ediyor! 2-    Tebliğde, “sağlıklı olan hayvanlar için, veteriner Sağlık Raporu ve Sevk Raporu üzerine “Kurbanlık” ibaresi yazılacaktır” hükmü açıkça yazılırken, dinen kurban olması mümkün olmayan (yaşını doldurmamış veya sakat) hayvanlar için bir hüküm yok!  Hatta (bu hükme göre) dinen kurban olamayacak hayvanlara dahi (sağlıklı ise) “kurbanlık” mührü vurulabilecek! 3-    Yine tebliğde, hayvan kesimlerinin ehliyetli kişilere yaptırılmamasının cezai müeyyidesi zikredilirken, dinen kurbanlık vasfı olmayan hayvanları satanlar ve kesenler için bir hüküm bulunmuyor! Kurbanlık vasfını taşımayan (gerek yaşını doldurmamış, gerek kusurlu) hayvanları; pazara getirenler ve satanlar, bunları kontrol etmeyip kesimine sebep olanlar, bu hayvanları kesen (sözde ehil olduğu söylenen!) kasaplar sorumlu olmayacaklar mı? Geçmiş dönemlerin tartışmalı icraatlarına imza atan ve bugünkü iktidarın değişim rüzgârına ayak uyduramayan bazı (sözde!) bürokratların, başlarındaki idarecileri güç durumda bırakmak için yanlış uygulamalara (bilerek) zemin hazırladıkları yaygın bir kanaat idi. Lakin Diyanet Teşkilatında bu tür bürokratların varlığından bahsetmek çok uzak ihtimal olsa gerek! Belki de bizler tebliği yanlış yorumlamış olabiliriz! Şayet bu kurban döneminde, “kusurlu kurbanlıklar satış yerlerine sokulmaz ve teşebbüs edenlere gerekli cezalar verilirse”; tebliği yanlış yorumlamışız demek olur ki, yetkilerden özür dileriz! Yok, hiçbir değişiklik olmaz, yine geçmiş yıllarda olduğu gibi, kurban olması mümkün olmayan hayvanlar rahatça satılır, müdahale eden bulunmaz ve sorumlulara da cezai müeyyide uygulanmaz ise; tebliği doğru yorumlamışız demek olur ki, bu defa, tebliği yayınlayanlar ve uygulamasından sorumlu olanlar Müslümanlardan özür dilemelidirler! Gerçi, eksikliklerin ve yanlış anlaşılmalara müsait kapalı hükümlerin düzeltmeleri için önümüzde zaman var… Müslüman camianın samimi ve gayretli çalışmalarını ve açılımlarını takdirle takip ettiği Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmed GÖRMEZ hocamızın bu hususlardan haberdar edilmemiş olabileceğini düşünüyoruz! Her halde yetkililer (bu hususta) ikna edici açıklama yapacaklardır!” Bu defa, mezkûr tebliğ (önceki yıllarda olduğu gibi) “kopyala yapıştır” mantığı ile hazırlanarak veya kopyalanarak (çok az bir değişiklikle) madde ve fıkra numaraları ve hükümleri aynı şekilde; 20.07.2013 tarihinde (28713 sayılı) Resmi Gazetede yeniden yayınlandı. Gerçi tebliğ; direkt olmasa da dolaylı ifadelerle gerekli önleyici tedbirlerin alınmasını temin edecek hükümleri havi… İşte tebliğin önemli maddelerinden bazıları: -       Kurban hizmetlerinin denetlenmesi İçişleri, Sağlık, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Çevre ve Şehircilik, Orman ve Su İşleri Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı, müftülük, emniyet, jandarma birimleri ve belediye ekiplerince yapılacaktır. (Madde 18) -       Hayvancılık işletmelerinden doğrudan yapılan satışlar haricen kurbanlık hayvanlar; hayvan pazarı, canlı hayvan borsası, hayvan park ve panayırlarının yanı sıra komisyonlarca alınan kararlar doğrultusunda belirlenen kurbanlık hayvan satış yerlerinde ve özel kurbanlık kesimi yapılacak işletmelerde alınıp satılacaktır. Bu tür önceden belirlenen yerlerin dışında kurbanlık hayvan alım ve satımlarına müsaade edilmeyecektir. Bu konuda yetiştiriciler ve satıcılara kurbanlık satış ve kesim yerleri ile ilgili komisyonlarca duyuruda bulunulacaktır. Kurbanlık hayvan alım satım yerlerinin sayısı mümkün olduğunca asgari düzeyde tutulacak, denetim ve kontrol hizmetleri aksatılmadan sürdürülecektir. (Madde 10/1) -       Kurbanlık hayvan satış yerlerine bu Tebliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen hususlara uymayan, küpesiz ve belgesiz büyükbaş ve küçükbaş hayvan girişleri önlenecektir. (Madde 10/4) -       Kurban Hizmetlerinin Diyanet İşleri Başkanlığınca Yürütülmesine Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenlere hayvan başına 2.195.-TL idari para cezası uygulanacaktır. (Madde 19/f) -       Cezai işlemler İçişleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Orman ve Su İşleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları ile belediye ekiplerince uygulanacaktır. (Madde 19/2) Geçen yıl, 30.9.2013 tarihli “Kurbandaki ihmallik suça dönüşür mü?” başlıklı yazımızda alınması gereken tedbirleri şöyle özetlemiştik: “Alınması gereken tedbirler..
  • Tarım Müdürlüğü Veterinerleri ile Belediye Veterinerleri her gün (birbirlerinden bağımsız olarak) Belediye hudutları dâhilindeki kurban pazarlarını kontrol etmeli.
“Bu pazarımızda, kurbanlık olmayan hayvan yoktur” afişi asılmalı.
  • Kurbanlık hayvanların tamamı sadece Belediyelerin tespit ettiği pazar yerlerinde satılmıyor ve kesim yapılmıyor. Bu itibarla özel mandıralarda satılan hayvanların da (kurbanlık vasıfları taşıyıp taşımadıklarının) kontrolü sağlanmalıdır.
Bunun için, Belediye Pazar yerleri dışında kurbanlık hayvan satacakların, “hayvanlarını ve satış yerlerini” Kurban Hizmetleri Komisyonunun belirleyeceği kurumlara bildirmeleri duyurulmalı. Bildirimde bulunmayanlara (veteriner ve komisyon kontrolünden kaçanlara) ağır cezalar verilmeli ve kurban satışlarına müsaade edilmemeli.
  • Kurban olamayacak kusurlu hayvanları yetkililere bildirenlere  (hayvan başı) 200-300 lira gibi meblağ verilmeli. 24 saat hizmet verecek “şikâyetleri değerlendirme masası” kurulmalı.İhbar telefonları ve prim miktarları” hayvan satış mahallerinde afişlerle ilan edilmeli. (Kusurlu hayvan üreticisi ve satıcısından kesilecek cezalardan bu primler karşılanabilir!)
  • Sağlıksız, yaşını doldurmamış (süt dişini atmamış) ve kurban olmaya mani sair kusurlu hayvanları satışa arz edenlere ve bu hayvanları kesenlere, gerekli kontrolü yapmayan Tarım Müdürlüğü ve Belediye yetkililerine (veteriner ve sair görevlilere) caydırıcı cezalar verilmeli. Bu cezaların miktarı tebliğ ile belirlenmeli. Kusurlu hayvan satanlara (hayvan başına) verilecek cezalar (hayvan satış yerlerinde) büyük afişlerle ilan edilmelidir.
  • Komisyon üyelerinden yetkisini kullanmayanlara ve vazifelerinde ihmalkâr davrananlara uygulanacak müeyyideler tebliğde açıkça belirtilmelidir.”
Ne üzücüdür ki, geçen yıl yapılan bütün ikazlara ve yazışmalara rağmen, yine pazarlarda yaşını doldurmayan hayvanların satıldığına şahit olmuştuk. Ümidimiz o dur ki, inşallah yetkililer gereken tedbiri alırlar, etkili kontroller yapılır da pazarlarda kurban olmayan kurbanlıklar satılmaz! Ve ‘Kurban Keserken Kurban(!) Olanlara’ sebebiyet verilmez! Burada,  başta Vali ve Kaymakamlar olmak üzere Müftülük ve Belediyeler ile sair komisyon üyelerine büyük sorumluluk düşmektedir. Bu mevzu esasında hem iktidar, hem de muhalefet partileri için (mahalli seçim arifesinde) güzel bir fırsat… Muhtemeldir ki siyasi parti teşkilatları, kendi belediyelerinin güç durumda kalmaması ve seçmenlerinin kurbanlıklarının zayi olmaması için bu mevzuda kurban komisyonu kadar duyarlı olacaklardır. Kadim Vali Sayın D.Ali ŞAHİN, Giresun’da lokantalarda “tuz kullanımı” ve kahvehane ve çay ocaklarında “tek şeker” uygulamalarıyla Türkiye gündeminde yer almıştı. Öyle inanıyoruz ki, Kurban Hizmetleri Komisyon Başkanı sıfatıyla yeni Vali Sayın Hasan KARAHAN da farklı ve etkili uygulamalarıyla Türkiye genelinde örnek valiler arasında yer alacaktır. "Bir millet ki aralarında kötülük işlenir, sonra onlar o kötülüğü değiştirmeye güçleri yettiği halde değiştirmezlerse, ALLAH yakın bir zamanda mutlaka onlara genel bir azab verir." (Hadis-i Şerif) Vesselam… 29.9.2013    

www.giresunaktuel.com'da yazı...

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN