Kurbandaki İhmallik Suça Dönüşür Mü?

"Bir millet ki aralarında kötülük işlenir, sonra onlar o kötülüğü değiştirmeye güçleri yettiği halde değiştirmezlerse, ALLAH yakın bir zamanda mutlaka onlara genel bir azab verir." (Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)

Kurbandaki ihmallik suça dönüşür mü?

Bir hafta sonra kurbanlık hayvanlar pazarlarımızı süslemeye başlayacaklar! Ne mutlu… Kurban kesecek durumda olup da bunun heyecanını şimdiden taşımaya başlayanlara!.. Kurbanlık hayvanları Müslümanların hizmetine sunma gayretinde olan üreticilere, satıcılara, kesicilere, kontrol mevkiinde olan yetkili ve sorumlu bürokratlara!.. Hükümetimiz bu önemli ibadetin ehemmiyetini göz önüne alarak, sağlıklı hizmet sunulabilmesini temin, hukuki düzenleme yoluna gitmiş. İlk defa 2009 yılında Kurban Hizmetleri Tebliği yayınlanmış. 2010 yılında genişletilen tebliğ 2011 ve 2012 yıllarında da (üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan) aynen “kopyala yapıştır” kolaycılığı ile yayınlanmış. Tebliğde bazı eksiklikler olsa da (23.9.12 tarihli yazımız) niyetler halis. Gelecek için ümit verici. Kurbanda hem paranız hem ibadetiniz zayi olmasın!.. Ey kurban kesecek olan güzel insanlar!.. Parasını zayi etmek istemeyenler… Kurban yerine sadece et kesmiş” durumuna düşmek istemeyenler… Sakın ha!.. Hayvanın yaşından ve dişinden anlayacak kadar yeterli bilgi sahibi değilseniz, yanınızda sizlere yardımcı olacak (hayvanın yaşından/dişinden anlayan) ehil kimseler olmadan kurban pazarlarına gitmeyiniz! “Efendim, her şeyin yazıldığı güzel bir tebliğ hazırlanmış. Komisyonlar kurulmuş, yetkililer ve sorumlular belirlenmiş. Elhamdülillah başımızda manevi değerlerimize saygılı, hak hukuk bilen, her fırsatta ‘‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu” diyebilen idarecilerimiz var” düşüncesi sizleri yanıltmasın! Doğru… Bu düşüncenizde belki haklısınız. Ama gerçekler bu düşüncelerle pek de bağdaşmıyor! Belki de bazı bürokrat ve siyasetçilerimiz kenar-ı Dicle’deki koyunla meşgul olmaktan, yanı başlarındaki pazarlarda satışa sunulan kurbanlarla yeterice ilgilenememiş olabilirler! Zira 28.8.2012 tarihinde yayınlanan mezkûr tebliğ; 2010 ve 2011 yıllarında da yayınlanmıştı da pek gören olmamıştı! Kurban pazarlarında denetim yok!.. Geçmiş yıllarda yaşadıklarımız ve gördüklerimiz kadarıyla maalesef kurban pazarlarında denetim (‘yeterli değil’ demiyorum!) hiç yok!.. Bilhassa küçük İl ve İlçelerimizde özellikle sığır cinsinden küçük hayvanlardan (100-120 kiloluk danalar veya tosun denilen erkekler) süt dişini atmamış, 2 yaşını doldurmamış olanlar kurban pazarlarında rahatlıkla satılabiliyor. Mani olan, müdahale eden yok. Geçmiş yıllarda olmadı. İnşallah bu yıl, gereken tedbirler alınır da geçmiş yıllarda yaşanan olumsuzluklar yaşanmamış olur! Tebliğde açık bulunmayan veya yanlış yorumlara vesile olabilecek bazı hususlar: Tebliğ Diyanet uzmanları tarafından yeniden güncellenmelidir. Bu yazının mevzuu tebliğin bütün maddelerini tahlil etmek değildir. Zaten bu, bizim işimiz de değildir. Tebliğin yetersizliğini ve incelenmemiş (!) olabileceğini göstermek babından bazı maddeleri dikkatlerinize sunmak istiyorum: 1-    MADDE 5 – g) Kurban olması dinen sakıncalı olan hayvanların üreticiler tarafından kurbanlık hayvan satış yerlerine getirilmemesi gerektiği duyurulacaktır. Ne demek “duyurulacaktır” ifadesi? Gerekli duyuru yapılmış olursa yetkili ve sorumlular manevi ve hukuki sorumluluktan kurtulmuş olurlar mı?  Bu ifadenin, “önlenecektir” olması gerekmez mi?!.. 2-    MADDE 6  – (3) Veteriner Sağlık Raporu düzenlenmeden önce resmi veteriner hekimlerce kurbanlık hayvanların sağlık kontrolü yapılarak, sadece sağlıklı hayvanların sevklerine müsaade edilecektir. Kurbanlık hayvanlar sadece sağlık yönünden mi kontrol edilmeli? Dinen sakıncalı sayılabilecek süt dişinin atıp atmadığı (yaş) ve kurban olmaya mani sair kusur yönlerinden de kontrol edilmesi gerekmez mi? Bu itibarla, “…kurbanlık hayvanların sağlık, yaş ve kurban olmaya mani sair kusur yönlerinden kontrolü yapılarak, sadece sağlıklı ve kurban olması dinen sakıncası olmayacak hayvanların sevklerine müsaade edilecektir” gibi bir ifadenin kullanılması; daha disipline edici olmaz mı? 3-    MADDE 7 – (5) (…)  veteriner sağlık raporunun üzerine Kurbanlık” ibaresi yazılacaktır. (6) (…) Sevk raporu üzerine  “Kurbanlık” ibaresi yazılacaktır. Sağlıklı, fakat dinen kusurlu olup “kurban olması mümkün olmayan” hayvana “kurbanlık” ibaresi yazılması, hafife alınabilecek bir eksiklik midir? Dinen kurban olması mümkün olmayan kusurlu hayvanlar pazar yerlerine sokulmamalı, tespit edilenlere ağır cezalar uygulanmalı, hayvanların üzerine “kurban olmaz” ibareleri yazılmalıdır. Geçen yıllarda, bir Müftü Beye; “sizler, hutbelerden ve kürsülerden ‘kurban kesilebilecek hayvanların’ vasıflarını anlatıyorsunuz, lakin kusurlu hayvanların pazar yerlerinde satışını önleyici bir faaliyetleriniz olmuyor?” diye sorduğumuzda: “Bizler, cemaate “namaz kılınız, oruç tutunuz, zekât veriniz”  diye tavsiyede bulunuruz. Fakat namaz kılıp-kılmadığını, oruç tutup-tutmadığını kontrol etmeyiz. Binaenaleyh bizler hangi hayvanlardan kurban olamayacağını anlatırız. Vatandaşın ehil olmayan hayvanları alıp almamasına pek karışmayız” mahiyetinde bir cevabını olmuştu! Peki, aynı zamanda Kurban Hizmetleri Komisyonunun da bir üyesi olan Sayın Müftülerimizin vazifeleri sadece vaaz mı vermektir? Bir şeyin yanlış veya eksik olduğunu söylemek; tabii ki önemlidir. Ancak kâfi değil! Devlet yetkilileri gerekli tedbirleri almaz da, vatandaş kendisi tedbir almaya kalkışırsa; hukuk dışı fiillere sebebiyet verilmiş olmaz mı? Bir suçu önleme imkânı elinde olanlar, zamanında gerekli tedbirleri almazlarsa; işlenen suça ortak olmazlar mı? Bu itibarla, başta Valiler ve Kaymakamlar olmak üzere, Müftüler ve Belediye Başkanları koordineli çalışmalıdır. Sorumlular sadece komisyon üyeleri midir?!.. Umumu ilgilendiren sahalarda yetkililer belirli ve sınırlı olabilir. Ya sorumlular? Bu mevzuda sadece komisyon üyeleri mi sorumludur? Burada; yazarıyla, okuyucusuyla, hocasıyla talebesiyle, imamıyla cemaatiyle hepimizin sorumluğu yok mu? Toplumun hayrına olan güzel haberlerin yayınlanması ne kadar önemliyse, zararına olan haberlerin verilmesi daha da önemlidir. Malum, Mecelle’nin “def-i mazarrat celbi menfaatten evladır” kaidesince, bir şeyde zararın giderilmesi, menfaatin elde edilmesinden önce gelir! Bu mes’ele, sadece bir şahsı, bir bölgeyi değil; bütün halkımızı ilgilendirmektedir. Binaenaleyh bu mes’eleye ulusal basın da sahip çıkmalıdır. Alınması gereken tedbirler.. ·         Tarım Müdürlüğü Veterinerleri ile Belediye Veterinerleri her gün (birbirlerinden bağımsız olarak) Belediye hudutları dâhilindeki kurban pazarlarını kontrol etmeli. “Bu pazarımızda, kurbanlık olmayan hayvan yoktur” afişi asılmalı. ·         Kurbanlık hayvanların tamamı sadece Belediyelerin tespit ettiği pazar yerlerinde satılmıyor ve kesim yapılmıyor. Bu itibarla özel mandıralarda satılan hayvanların da(kurbanlık vasıfları taşıyıp taşımadıklarının) kontrolü sağlanmalıdır. Bunun için, Belediye Pazar yerleri dışında kurbanlık hayvan satacakların, “hayvanlarını ve satış yerlerini” Kurban Hizmetleri Komisyonunun belirleyeceği kurumlara bildirmeleri duyurulmalı. Bildirimde bulunmayanlara (veteriner ve komisyon kontrolünden kaçanlara) ağır cezalar verilmeli ve kurban satışlarına müsaade edilmemeli. ·         Kurban olamayacak kusurlu hayvanları yetkililere bildirenlere  (hayvan başı) 200-300 lira gibi meblağ verilmeli. 24 saat hizmet verecek “şikâyetleri değerlendirme masası” kurulmalı. İhbar telefonları ve prim miktarları” hayvan satış mahallerinde afişlerle ilan edilmeli. (Kusurlu hayvan üreticisi ve satıcısından kesilecek cezalardan bu primler karşılanabilir!) ·         Sağlıksız, yaşını doldurmamış (süt dişini atmamış) ve kurban olmaya mani sair kusurlu hayvanları satışa arz edenlere ve bu hayvanları kesenlere, gerekli kontrolü yapmayan Tarım Müdürlüğü ve Belediye yetkililerine (veteriner ve sair görevlilere) caydırıcı cezalar verilmeli. Bu cezaların miktarı tebliğ ile belirlenmeli. Kusurlu hayvan satanlara (hayvan başına) verilecek cezalar (hayvan satış yerlerindebüyük afişlerle ilan edilmelidir. ·         Komisyon üyelerinden yetkisini kullanmayanlara ve vazifelerinde ihmalkâr davrananlara uygulanacak müeyyideler tebliğde açıkça belirtilmelidir. Yoksa “kurbanlık olması dinen mümkün olmayan hayvanların satışını yasaklamak” hukuken mümkün değil mi? Bu, tebliğle halledilemeyecek bir mes’ele mi? Şayet öyleyse, 10 yıldır (yalnız başına) iktidarda olan siyasetçiler bunu nasıl izah edebilirler? Tabii Hükümet yetkilileri de şunu söyleyebilir!..: “Bugüne kadar bizlere, bir vatandaşımız veya bir bürokratımız (bu mevzuda) herhangi bir şikâyette bulunmuş mu? Problem olsaydı şikâyette bulunan da olurdu! Hukuki düzenleme yapılabilmesi için bir boşluk olması lazım!” “Gerçek, onu öğrenen için onu söyleyenden daha faydalıdır.”  (Pascal) Not: 02 Ekim 2012 Salı günü saat 10’da Altaş TV Ekran Gazetesi’nin Canlı yayın programının misafiri olacağım İnşallah… Vesselam… 30.9.2012    

www.giresunaktuel.com’da yazı…

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN