Heyhât, heyhât!.. Hâlâ hasret, hâlâ hasret!..

“Allah bir şehri misal olarak verdi: Bu şehir güvenli, huzurlu idi, Oraya her yerden rızkı bol bol geliyordu. Ne var ki onlar Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıkları işler yüzünden açlık ve korku elbisesini (felâketini) tattırdı.” (Nahl sûresi, 112)

***

Ya siz, artık siz değilsiniz.. Ya da biz, artık biz değiliz!..

“Bizim nazarımızda tüm makamlar geçicidir, fanidir, milletimizin bize birer emanetidir. Biz, makama, insana, insanlığa, vatandaşlarımıza hizmet götürme aracı olmanın ötesinde hiçbir anlam yüklemedik, yüklemeyiz. Makam hırsı olanlar makamlara, hizmet aracı olarak değil de rant kapısı olarak bakanlar, bu kutlu çatının altında asla barınamadılar.”

***

“Bizim için her türlü görev, her türlü makam, ikbal kavgasının değil; millete hizmet etmenin, onun gönlünü fethetmenin aracıdır. Bu mücadelede üstlenilen görevler, garibin elinden tutmak, yoksulu kollamak, yetime sahip çıkmak, hak ve adaletin tesisini sağlamak bakımından anlamlıdır.”

***

“Hak ve halk katında hesap vermeden önce nefsimizi hesaba çekiyor, tespit edebildiğimiz kadarıyla eksiklerimizi, yanlışlarımızı telafi ediyoruz."

***

Ne kadar güzel sözler!.. Bu sözleri duyup da alkışlamamak mümkün mü?..

 

Aaah ah!.. Yıllarca bu güzelim ifadelerle hep umutlandık, teselli bulduk, sevdik, sevdirdik!..

 

Bu hayallere kavuşmanın umuduyla, hasretiyle, yıllarca sabırla bekledik.

***

Lakin heyhât!.. Heyhât ki ne heyhât!..

Hâlâ hasret, hâlâ hasret!

Artık bu sözleri duymak değil, bu sözlerin uygulanmasını, uygulayanı, uygulandığını görmek istiyoruz!

***

Bir gün bu güzelim söylemlerin uygulandığını görürsek, bu güzelim hasletleri uygulayanı bulursak; hangi düşüncede, hangi yaşta, hangi siyasî partide olursa olsun; yaşına bakmaksızın elini öpmeye gideceğim!..

***

Bu hasletleri uygulayanlar var da bizler göremiyorsak; demek ki biz, artık dünkü biz değiliz!..

Bu hasletler söylendiği halde uygulanmıyorsa; demek ki siz, artık dünkü siz değilsiniz!

***

- Yâ Rabbi! Bizleri, Kitabında anlattığın gibi, gemiye bindiklerinde, fırtına çıktığında, dalgalarla boğuşurken sana sığınıp sana yalvaran, dalgalar durulup gemi sağ salim karaya oturduğunda verdiği sözleri unutanlardan eyleme…

 

- Ya Rabbî! Doğru sözü eğip bükerek Müslümanları kandırmaya çalışanlara, dini değerlerimizi, îmânımızı, İslam’ımızı tahrif ve istismar etmek isteyenlere fırsat verme… Senin rızan kimlerle ise bize onları sevmeyi, dünyada ve âhirette onlarla beraber olmayı nasip eyle!

***

“Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (ileri gelenlerine) (itaati) emrederiz de onlar (itaat etmeyip) orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz.” (İsra,16)

 

Vesselam…

17 Şubat 2020 Pazartesi / 23 Cemâziyelahir1441