“Hükümdar haksız olarak bir köylüden yumurta alırsa,  adamları köylünün bütün tavuklarını alır.” (Sadi Şirazi)

Belediye ruhsatsız inşaat yapar mı?

Giresun merkezinde ATAPARK inşaatı… Belediyenin iddialı olduğu projelerden biri… Beğenenler var…  Eleştirenler var… Halkın istifadesine sunulan her hayırlı hizmeti takdir etmek lazım, hayırlı olsun… Ancak Belediyenin bu inşaatta kanunsuz, hukuk dışı çalışma başlattığı iddiası var!  “Hacımiktat camiinin “Korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları” kapsamında olduğu ve eski Atapark içindeki havuza kadar yerin de “koruma alanı içinde” olduğu, Koruma alanlarında inşaat yapılabilmesi için KORUMA KURULLARINDAN izin alınması gerektiği halde gerekli izin alınmadan ATAPARK PROJESİNİN yapımına devam edildiği” iddia edilmekte. Bu iddiayı Belediye Başkanlığına sordum… Belediyeden verilen cevap: “Hacı Miktat Camii 29 envanter numaralı taşınmaz Kültür varlığı olarak tescil edilmiş olup Atapark olarak adlandırılan kent meydanının bir kısmı bu taşınmaz kültür varlığından dolayı koruma alt bölgesinde olup Trabzon Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma bölge Müdürlüğüne gerekli olan izin için yazı yazılmış ancak 2 aydır kurul toplantısı gerçekleşmediğinden konu görüşülememiştir. Bunun yanında koruma alt bölgesi olarak tabir edilen alanda Gerek Hacı Miktat Camii ve gerekse Giresun Belediyesinin bulunduğu tescili yapılar göz önüne alınarak çevre düzenlenmesi yapılmakta ve bu yapılan engelleyici bir inşaat faaliyeti söz konusu olmamaktadır.” Atapark inşaatı ruhsatsız mı yapılıyor? Verilen cevap; kamuoyundaki iddiaları teyit eder mahiyettedir. Ataparkın bir kısmı Hacımiktat camisine ait olup, koruma alanı içine dâhildir. İnşaat yapılabilmesi için Trabzon Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma bölge Müdürlüğünden izin alınması lazım. Peki…

• Ya kuruldan izin çıkmazsa yapılan mevcut çalışmalar ne olacaktır?
• Vatandaş izinsiz bir inşaata başlasa; Belediyece mühürlenir ve ceza kesilir! Hukuk Devletinde kanun karşısında herkes ve her kurum eşit değil midir? Belediyelere tanınan bir ayrıcalık mı vardır?
• Belediyenin izinsiz başladığı ve devam ettirdiği inşaatını kimler mühürler ve nasıl ceza kesilir?
• İzinsiz inşaata başlayan ve devam eden belediye, bundan böyle izinsiz inşaat yapan vatandaşa müeyyide uygulamakta zorlanmaz mı?
• Valiliğin Belediyenin bu izinsiz inşaatından haberi yok mudur?
• Camiye ait bir yere kanunsuz yapılan bir müdahale Müftülüğün sorumluluk alanına girmez mi?
• Belediyenin bu inşaatına siyasi partilerden herhangi bir tepki gelmedi. Muhalefet partileri belki muhalefet ittifakından(!) dolayı CHP’ye zarar gelmesin diye sukut etmiş olabilirler. Ya Ak Parti Teşkilatlarından, Belediye Meclis üyelerinden niçin ses çıkmaz? Yoksa halkın bilmediği, aralarında gizli bir ittifak mı var?!
• Ak Parti Milletvekillerini bu tür mes’eleler ilgilendirmez mi? Veya Sayın vekillerin yoğun gündemleri arasında bu tür mevzulara yer verilmez mi?

**** Hüdavendigar külliyesi için yakılan ışığı Belediye söndürdü mü? Taşbaşı parkında bulunan ve 1937 yıllarında yıkılmış olan Sultan Selim Cami ve Medresesini (Hüdavendigar Külliyesi)  daha önceki yazılarımızda gündeme taşımıştık. Giresun Valiliği de 01.03.12 tarihli yazısı ile mezkûr külliye ve caminin Müze Müdürlüğünce yerinin tespiti için kazı çalışmasının planlandığından bahisle, Giresun Belediyesinden “kazı çalışması yapılabilmesi için izin verilmesi” talebinde bulunmuştu. Valililiğin bu güzel hamlesini 11.03.12 tarihinde “Hüdavendigar Külliyesi için ışık doğdu” başlıklı yazımızla hayra yorumlamıştık.  Belediye Başkanı Sayın Kerim AKSU’nun da bu izin talebine sıcak baktığı, hatta bu projeyi; “ismini tarihe yazdıracak” önemli projelerden biri olarak gördüğü ve “kazı izni için gerekli çalışmaların tamamlanması ve her türlü kolaylığın sağlanması için yetkililere talimat verdiği”;  yakın çevresinden bize ulaştırılan bilgiler arasında yer alıyordu. Ne var ki bugüne kadar ne Valilik kanalından ne de Belediye tarafından basına herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu husustaki son durumu da Belediye Başkanlığından sorduk… Belediyenin cevabı: “KISA BİLGİ: Giresun tarihinin önemli eserlerinden biri olan Taşbaşı Parkı, Vakıfhukuku sistemi olarak adlandırılan bir sistem ile oluşturulmuştur.  Osmanlı Padişahı II. Beyazıt'ın oğlu Şehzade Abdullah'ın Trabzon'da sancak beyliği yaptığı dönemde,  bölgenin Türkleştirilmesi amacı ile Trabzon'dan getirilen bir grup Türk ailesi, Hüdavendigar (Sultan Selim) Camii ve onun çevresinde yer alan hamam, imarethane ve medresenin bulunduğu bölgeye yerleştirilmiştir. Hüdavendigar Camii cuma namazlarındaki zorunlu toplanma yeri olması yanında bir forum ilim ve tören merkezi görevi de görmüştür. Bu yapılar sahil yolu yapımı sırasında tahrip olmuştur. Ahşap+taş malzeme ile yapılmış olan Hüdavendigar Camii’nin Cumhuriyet Döneminde 1930'lu yıllarda yıkıldığı minaresinin Şeyhkeramettin Camii bitişiğinde, şadırvanının Hacıhüseyin Camii bahçesinde, revaklarınında Çınarlar Camii ana giriş kapısına taşındığı ifade edilir. 19. yy’ın ikinci yarısına ait Giresun Şer’iyye defterlerinde az da olsa cami ve medreselerden söz edilmektedir.   CEVAP:  İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü 01/03/2012 tarihinde Hüdavendigar Sultan Selim Külliyesi'nin temellerinin tespiti için Belediyemize başvuruda bulunmuştur. Taşbaşı Parkı tahminen 1933 yılında yapılmış olup günümüze kadar orijinal hali ile korunmuştur. Bugün Taşbaşı parkını çevreleyen duvarın güneyinde, Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde 222 envanter numaralı tescilli yapı bulunmaktadır. Taşbaşı Parkı Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından bu eserin koruma alanı olarak belirlenmiştir. Tescilli yapıların mevcut durumları ile korunmaları zorunlu olduğu için Taşbaşı Parkı’nın 1930’lu yıllardaki haline getirilmesi mümkün olmamaktadır. Ayrıca yaklaşık 80 yıldır hizmet vermekte olan park yakın geçmişte restore edilmiş olup şehir merkezinde halkın denizle buluştuğu ve yoğun olarak kullanılan bir odak noktası niteliğindedir. Kentle özdeşleşmiş ve tarihi değeri olan Taşbaşı Parkı’nın tamamen yıkıldığı kesin olan külliye ve cami temellerinin tespiti amacı ile tahrip edilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Kanunlarda bunu gerektirmektedir.  Böyle bir çalışma yapılmasının mümkün olmadığına Belediye Encümeni’nce 13/03/2012 tarih 302.03-2012/551 sayı ile oy birliğiyle karar verilmiştir.” Valilik temel kazısı için izin verilmesini talep ediyor, Belediye; “Burası koruma alanı içindeolduğundan eski haline getirilmesi mümkün değildir. Taşbaşı Parkı’nın külliye ve cami temellerinin tespiti amacı ile tahrip edilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır.” Gerekçesiyle Valiliğin izin talebini red ediyor!  Peki…

• ·         Valilik burasının koruma alanı içinde olduğunu bilmeden mi kazı izni için yazı yazıyor?
• ·         Belediye Encümeninin “böyle bir çalışma yapılmasının mümkün olmadığına”dair kararı; Valiliğin kazı izin talebine  “biz size izin vermiyoruz” anlamına gelmez mi?
• ·         Böyle bir restleşme kararı, Valilikle Belediyenin sürtüşmesine zemin hazırlamış olmaz mı?
• ·          Belediyenin bu “cami temel kazısına izin vermeyen” kararı; bundan böyle Taşbaşı parkına “çivi çakılmayacağı” anlamına mı gelir?
• ·         Belediyenin bu kararı; nihai bir karar mıdır? Kültür Bakanlığının veya başka bir kurumun artık karar yetkisi yok mudur?
• ·         Bu parkta cami izi değil de kilise, havra, sinagog kalıntısı olsa idi acaba aynı tavır mı sergilenirdi?
• ·         Belediyenin “Taşbaşı Parkı’nın külliye ve cami temellerinin tespiti amacı ile tahrip edilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır” gerekçesi;  CHP’nin cami tahammülsüzlüğü olarak anlaşılmaz mı? Sayın Başbakanın “CHP camileri kapatmıştı” iddialarına haklılık kazandırmış olmaz mı?

Öncelikle şahsımıza ve mevzuya gösterilen alakadan dolayı Belediye yetkililerine teşekkür ediyorum. Ancak gönderilen bilgiler tatmin edici bulunmamaktadır. Bu itibarla yetkililerden (kamuoyuna) daha tatmin edici bilgiler bekliyoruz… Belediye Taşabaşı parkında Valiliğin cami temeli kazısına “koruma kurulundan izin alınmalıdır” gerekçesiyle, kurula müracaat ihtiyacı duymadan “izin vermem” diyor, ama yine camiye ait koruma alanı içindeki arazide izinsiz çalışma başlatıyor. Bu nasıl hukuk ve adalet anlayışıdır? Mevzu cami olunca… “koruma kurulundan izin alınmalıdır.” Dur!.. Mevzu park olunca… “koruma kurulundan izni beklemeye gerek yok.”  Geç!.. Ziya Paşa ne güzel söylemiş: "Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” Evet… Sayın AKSU! Bu hususlarda bütün sorumluluk birinci derecede sizlerin üzerindedir… Sizler manevi değerlere bağlı ve inancını yaşayan biri olarak biliniyorsunuz… Muhtemelen (CHP seçmeni dışındaki) halk da size bunun için rey verdi. Lütfen vatandaşımızı “park taraftarı, cami karşıtı” veya “cami taraftarı, park karşıtı” ikilemine itmeyelim… Halkımız için park ne kadar ihtiyaçsa, cami de o kadar ihtiyaçtır. Cami ne kadar ihtiyaçsa park da o kadar ihtiyaçtır… Bu sebeple sizler sadece CHP seçmeninin beklentilerine değil, diğer seçmenlerinizin beklentilerine de cevap verecek hizmette bulunmalısınız! Bu hizmetlerinizin hem dünyevi hem de uhrevi sorumluluğu olduğunu biliyor olmalısınız! Değil mi ki, yarın yaptıklarımızın hesabını vereceğimiz gibi yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımızın hesabını da vereceğiz!…  “Allah Teâlâ için yaptığın her şey ihlâstır. Halk için yaptığın her şey de riyâdır” (Ebu’l-Hasa Harakani) Not: “Hal Pazarı Projesi” ile alakalı Belediye Başkanlığından gelen bilgileri inşallah ayrı bir yazıda değerlendirmeye çalışacağım.   Vesselam… 06.05.12    

www.giresunaktuel.com’da yazı…