“Bir vatandaş şehrin merkezî yerinde farklı bir mimarisi olan bir inşaata başlar…
Her eserin beğeneni olur, beğenmeyeni de. Bu haliyle inşaatın bir an önce bitmesi ve hizmete açılması beklenir…
Kanuni bir zorunluluk mudur, adetten midir, reklam mıdır; genelde inşaatlara, inşaatın ruhsat tarihi, mimarı v.s. inşaatla özet bilgileri gösteren levhalar asılır…
Nedense, bu inşaatımıza böyle bir levha asılmamış!
Asılamamış… Çünkü ruhsat alınmamış!
Birilerinin dikkatini çeken bu husus basında gündeme getirilir… Ama inşaat sahibi güçlü biri olmalı ki yazılanları duymaz ve görmez. İnşaat aynen devam eder.
Belediye yetkilileri dahi görmek istemezler…
Nihayet ruhsatsız inşaat mahkemeye intikal eder… Ve yıkım kararı verilir!
Artık bundan sonra herkes suçlu aramaya başlar…
- Oh olsun müteahhide. Bu kadar masrafı yapmaya kalkmışta bir ruhsat almayı düşünememiş mi?
- Yazıklar olsun, belediye yetkililerine! Gözleri önünde devam eden inşaata zamanında niye müdahale etmemişler?
- Burası nasıl hukuk devleti! Birileri kanunsuz iş yaparken, vazifelerini ihmal ederken bunlara dur diyecek bir devlet yetkilisi olmaz mı?”
Efendim böyle bir hikaye sadece geri kalmış Afrika ülkelerinde mi yaşanır?..
Maalesef bizim ülkemizde de yaşanır!.. İşte bizim gerçeğimiz…:
“Giresun merkezinde ATAPARK inşaatı…
Belediyenin iddialı olduğu projelerden biri…
Beğenenler var… Eleştirenler var…
Halkın istifadesine sunulan her hayırlı hizmeti takdir etmek lazım, hayırlı olsun…
Ancak Belediyenin bu inşaatta kanunsuz, hukuk dışı çalışma başlattığı iddiası var!
“Hacı Miktad Camii’nin " ‘Korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları’ kapsamında olduğu ve eski Atapark içindeki havuza kadar yerin de ‘koruma alanı içinde’ olduğu, Koruma alanlarında inşaat yapılabilmesi için KORUMA KURULLARINDAN izin alınması gerektiği halde gerekli izin alınmadan ATAPARK PROJESİNİN yapımına devam edildiği” iddia edilmekte.” (06.5.2012 tarihli “Belediye ruhsatsız inşaat yapar mı?” yazımız)
Belediye bu iddiayı doğrular; 05.03.2012 tarihinde izin için Kurul’a müracaat edildiğini, henüz kararın verilmediğini ifade eder. Ama park inşaatına da aynı zamanda devam ederler!
Mezkûr yazımı aynı zamanda Kültür Bakanlığına da göndermiştim. (bu yazımız üzerine)
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce 16.05.2012 tarih ve 107915 sayılı yazıları ile“söz konusu başvuruda değinilen hususların Mevzuatımız kapsamında Trabzon Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce ivedilikle yerinde incelenerek gerekli işlemlerin yapılması istenmiştir.”
Trabzon Koruma Bölge Kurulu da 12.07.2012 tarih ve 636 sayılı kararı ile Giresun Belediyesinin Atapark Çevre Düzenleme Projesinin Kurul görüşüne sunulmasına ilişkin 05.03.2012 tarihli müracaatının reddine karar vermiştir.
Ek’li yazılarda açıkça görüldüğü gibi Kurul; Belediyeye, ‘çevre düzenlemesi yapamazsın’demiyor. “Mevcut projenin tarihî bir özelliği bulunmuyor, tarihi yapıya uygun yeni bir proje hazırlayınız” diyor!
Hatta öyle anlaşılıyor ki, yerinde yapılan incelemede (inşaat için izin istenmesine rağmen) tamamlanmak üzere olan inşaatı; Kurul üyeleri nezaketen görmemezlikten gelmişler!..
Şahsıma gönderilen Kurul kararı ile alakalı (Ek’li ) belgeler de (dikkatle incelendiğinde) çarpıcı tespitlerin bulunmaktadır:
1- Trabzon Koruma Bölge Kurul Müdürlüğü masa başında karar vermiyor. Tapu, Kadastro, Kültür ve Turizm İl Müdürlükleri ile Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Belediye’nin bilgi ve belgeleri değerlendirilerek (ciddi bir araştırma neticesinde) mahallinde inceleme yapılarak karar veriliyor. 06.05.12 tarihli köşe yazımız ise süreci hızlandırıyor.
2- Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün, 06.05.2012 tarihinde kendilerine ulaştırılan (kendi sorumluluk sahasına giren) bir mevzuya kısa sürede (16.05.2012 de) müdahale etmeleri ve takip etmeleri, Trabzon Koruma Bölge Kurul Müdürlüğü’nün de ciddi bir araştırma neticesinde karar vermesi; günümüzde ender rastlanan, tebrik ve takdire şayan örnek bürokratik bir hassasiyettir..
3- Ret kararının alınma sürecinde Ak Parti milletvekillerinin ve teşkilatlarının hiçbir katkısı olmamıştır. Kararın verildiği tarihte ret kararından bilgileri dahi olmamıştır. (Böyle bir bilgiye sahip olmuş olsalardı, herhalde kamuoyu ile paylaşmaktan gecikmezlerdi!)
4- Kurul kararında (belgede görüldüğü gibi) Belediyeyi temsilen (İmar ve Şehircilik Müdürü) Mehmet KARAAHMETOĞLU’nun da imzası da bulunuyor.
Demek ki, kimsenin (hatta Ak Partinin dahi) karardan haberi olmadığı bir tarihte (kararın verildiği 12.07.2012 de) CHP ve Belediye yetkilileri ret kararından haberdar olmuşlar!
Oysaki CHP parti yetkilileri ret kararından haberleri olmadıklarını, kendilerine belgenin ulaşmadığını ifade ediyorlar…
Bu belgeye rağmen, bu tür ifadeler; siyasi nezaketle nasıl bağdaşır?
Siyasette güven ve istikrar böyle mi tesis edilir?
Bu, nasıl şeffaflık ve samimiyettir!
Bu bilgi ve belgelerden sonra kamuoyu sormaz mı..?
Sayın Belediye Başkanı ve sair yetkililer..;
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)