Çatı Adayı Mı, Milletin Adayı Mı?

“Benim düşmanlarıma dost olan kimse, benimde düşmanımdır.  İstediği kadar dostluk iddiasında bulunsa bile.” Hz. Ali (r.a)

Çatı Adayı Mı, Milletin Adayı Mı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayını tespit maksadıyla milletvekilleriyle, il teşkilatlarıyla, partisinin belediye başkanlarıyla istişare ediyor… Onları bilgilendiriyor, onların fikrini alıyor. Bu tavrıyla, hem parti içi demokrasinin en güzel örneğini sergiliyor, hem de parti içinde çıkması muhtemel; “bize niçin sorulmadı, bize niçin değer verilmedi” gibi itirazların önünü kesmiş oluyor. Peki, muhalefet partileri ne yaptı veya ne yapıyor? Özellikle CHP ve MHP, bugüne kadar milletvekilleri ve teşkilatlarının fikirlerini almak yerine, sermaye çevresi ve sendika yetkilileriyle STK’ların üst yöneticilerini (tabanı da değil!) ziyaretle sanki (oyalandılar demeyelim!) zaman doldurdular! Nihayet, sanki aylar önce (okyanus ötesi ve berisi)  bazı kesimlerle mutabakata vardıkları ismi; İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) eski Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Cumhurbaşkanlığı için "çatı adayı" olarak açıkladılar. Muhalefet liderlerinin bu tavrı, parti tabanı yerine çözümü başka yerlerde arayışları; teşkilatlarda yeni tartışmalara zemin hazırlayacak gibi görülüyor. Ekmeleddin İhsanoğlu kimdir?.. 1943 Kahire doğumlu, Türk bilim tarihi profesörü, akademisyen, diplomat ve yazar… Babası Yozgatlı müderris İhsan Efendi’nin okumak için 1924’de Kahire'ye gittiği yazılıyor. Baba müderris İhsan Efendi, acaba sürgüne mi gönderildi, yoksa memleketinden ayrılmak zorunda mı kaldı? Muhtemelen tarihçilerimiz bu hususu gündeme taşıyacaklardır. Ekmeleddin Bey, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın seçimle gelen ilk genel sekreteri ve ilk Türk genel sekreteri… Calib-i dikkattir ki, Recep Tayyip Erdoğan’ın İİT genel sekterliğine Türkiye’nin adayı olarak seçilmesini sağladığı ve 5 yıl daha görev süresini de uzattırıp 1 Ocak 2005’ten 30 Aralık 2013’e kadar görevde kalmasına destek verdiği İhsanoğlu, bugün Cumhurbaşkanlığı için muhtemelen en güçlü  aday olarak görülen Erdoğan’ın karşına rakip aday olarak çıkıyor!... Baba müderris İhsan Efendi, oğluna güzel bir isim veriyor; Ekmeleddin; dinin en olgunu, en kâmili… Ekmeleddin Bey, iyi bir eğitim almış…  Arapça ve Farsçadan başka İngilizce ve Fransızcayı da iyi biliyor…  Aynı zamanda Ortadoğu uzmanı… Batı dünyası ile İslam âlemi arasında iyi bir koordinatör de sayılır!.. Her ne kadar 8 yıllık genel sekreterlik hizmet döneminde, dünyanın muhtelif ülkelerinde (Suriye’de, Myanmar’da Arakan’da, Filistin’de, Gazze’de, Mısır’da) zalim ve despot idarecilerin zulmü altında ezilen ve sömürülen Müslümanlar için neler yaptığı basına pek yansımamış olsa da… Mısır’da Sisi darbesine sessiz kalışı eleştirilmiş de olsa!.. Her başarılı bilim adamına pek nasip olmayacak uluslar arası bir hayli ödül sahibi! Çatı adayının ilk jesti!..  “Ekmeleddin” ismini Kılıçdaroğlu telaffuzda zorlanıyor… Her halde bazı CHP’liler de zorlanmış olacaklar ki Ekmeleddin Bey,  ismini kısaltıyor; bana “Ekmel” diye hitap ederlerdi, diyerek CHP’lileri telaffuz sıkıntısından kurtarıyor! Acaba Ekmeleddin Bey daha ilk günde ismindeki “din’i” atarak mı, bu tavizle(!) mi CHP’lilerle mutabakata varıyor? Enteresan değil mi?... Bugüne kadar Nureddin’e Nur, Necmeddin’e Necm, Alaeddin’e Alaed denildiğine hiç şahit olmamıştık! Çatı adayı olarak İhsanoğlu’nun tercih sebebi… CHP ve MHP’nin, kendi partilerinin (bilhassa CHP’nin) felsefesine uygun bir ismi değil de, Ak Parti felsefesine daha uygun bir ismi aday göstermelerinin sebebi ne olabilir?
  • Acaba CHP mi 91 yıllık felsefesini değiştiriyor, yoksa çatı adayı İhsanoğlu mu, kendisini aday gösterenlere uyum için değişiyor?
Önce iyimser bir tahminle: CHP, 91 yıldır uyguladığı manevi değerleri hafife alan felsefesinin milletimizce kabul görmemesini anlamıştır!.. Milletle barışmak için bu seçim bir fırsat olarak görülmüş olabilir… Tayyip Erdoğan’ın karşısına ancak onun inanç ve düşünce yapısında görünen bir adayla çıkılabilirse başarı kazanılacağı hesap edilmiş olabilir! Şayet böyle bir gerekçe ile hareket ediliyorsa bu, Müslümanların sevineceği ve takdir edeceği bir harekettir! Cumhurbaşkanı aynı zamanda cumhurun Cuma imamıdır!.. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin, seçim sürecinde Ekmeleddin Bey’in arkasında milletvekilleri ve teşkilat üyeleriyle Cuma namazı kıldıkları görülürse şaşmamak gerekir!
  • Tayyip Bey aday olacak olursa, onun karşısında aday kim olursa olsun, kazanamayacağı biliniyor.
“Şayet Erdoğan cumhurbaşkanı olursa, Ak Parti’nin dağılma sürecine gireceği ve yeni bir siyasi oluşum olacağı, bunun da başına İhsanoğlu’nun hazırlanması için aday gösterildiği” senaryosundan bahsediliyor! Mahalli seçimlerde sergilenen cemaat-muhalefet-sermaye-basın ittifakının bu seçimlerde de sergileneceği ifade ediliyor. Çatı adayın seçilme şansı… Ak Parti’nin adayı (ister Erdoğan, ister “kardeşi”) karşısında çatı adayının (kim olursa olsun) bugünün şartlarında pek şansı görülmüyor. Çatı adayın kazanabilmesi için Ak Parti’den rey alması lazım. Ak Parti’ye gönül ve rey vermiş %45-50’lilik seçmen, değil İhsanoğlu gibi birine, Ak Parti’nin (A) takımından biri dahi Tayyip Bey’in muvafakati dışında aday olsa, yine rey vermez! Kaldı ki “temel aday” varken, “çatı adaya” niçin rey versin! Hukukta maddi delillerin kabul edilme şartlarında biri, hatta olmazsa olmaz esası; gerçek ve orijinal (asıl) olma şartıdır. Yani kopya (fotokopi) suretine itibar edilmez! İmza da ıslak imzaya itibar edildiği gibi! Gerçi adayın ıslağı kurusu, orijinali kopyası olmaz!.. Aday adaydır ve gerçektir! Ak Parti aday göstermemiş olsa, Ak Partili seçmen kendi aday kriterlerine yakın birine belki ehven-i şer olarak rey verebilir… Ama kendi partisinin adayı varken, başkasına (kendi adayına da benzese) rey vermez… “O bizden olsaydı, bizim saflarımızda olurdu” der! Saadet Partisi’nin tavrı ne olacak?.. Saadet Partisi, Ak Parti’nin adayını mı, yoksa CHP ve MHP’nin çatı adayını mı destekleyecek? Ak Parti’nin adayının kim olduğu daha belli olmadan, peşin hükümle Saadet Partisi yetkilileri çatı adayını destekleyecek olursa, bu Ak Parti veya Erdoğan hazımsızlığı olarak yorumlanacaktır. Bunu parti tabanına izah güç olsa gerek… Bekleyip göreceğiz!..   “Düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dosttur. Düşmanın düşmanı, dost kaldıkça düşmandır.” (Bediüzzaman) Vesselam… 22.06.2014
YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN