Cemaatin İktidara İhtiyacı Kalmadı Mı?

Fethullah Gülen, merhum Turgut Özal döneminden buyana bütün başbakanlarla iyi ilişkiler içinde olmuştur… Tek istisnası rahmetli Başbakan Necmettin Erbakan Hocadır.

“Ey Gönül! Bir sürü dostlarının yanında, elbet ki düşmanların da olacak;  Ama imtihan ya bu, onca düşmanın var iken seni dostun vuracak.” (Hz. Mevlana)

***

Cemaatin İktidara İhtiyacı kalmadı mı?

Cemaat; Fethullah Gülen’in Nur Cemaati.

Cemaatin yurtiçinde; yüzlerce vakıf, özel okul, öğrenci yurtları, dershanesi, şirketleri, onlarca dergi ve dış ülkelerde de yayınlanan yüksek tirajlı gazetesi, Türkiye geneline yayın yapan radyo ve uluslararası yayın yapan televizyonu var. Yurtdışında ise yüzü aşkın ülkede ilkokul, lise ve üniversite düzeyinde yüzlerce eğitim müesseseleri bulunuyor.

 

Yurtiçindeki müesseselerinde vazife alan personelin ekserisi; milli ve manevi değerlere bağlı güzel insanlar

Hatta bu müesseselere maddi ve manevi destek verenler de aynı duygu ve inancı paylaşan güzel insanlar

 

Yurtdışındaki eğitim çalışmaları hakkında pek bilgi sahibi değiliz!..

Tek bilinen ve reklamı yapılan: “Türkçe olimpiyatları” vesilesiyle yapılan “konserler”!..

Tebrik ve takdire şayan bir organizasyon…

 

Milli ve manevi duygularımızı terennüm eden, şarkı-türkü ve marşlarımızı dini, dili ve rengi farklı “dünya gençlerinden” dinlemek ne güzel…

Küçümsenmesi mümkün değil.

 

Görünen o ki sanatkârane meziyetleri olan, sesi, fiziği ve kabiliyeti olan gençler iyi seçilmiş ve bu sahada iyi eğitilmiş!

 

Ancak calib-i dikkattir ki, bu okullarda İslami bir eğitim verildiği kamuoyuna yansımadı!..

Takriben 20 yıldır bu okullarda yurt dışında eğitim veriliyor.

Bu süre zarfında acaba ne kadar gayrimüslimin Müslüman olmasına vesile olundu?

Yoksa bu okullarda İslamiyet öğretilmiyor mu?!..

Yine bu kolejlerde ki eğitim dili Türkçe mi, yoksa herhangi bir yabancı dil mi?

 

Malum Türkiye’de de yabancı ülkelerin kolejleri yıllardır eğitim veriyorlar. Ama eğitim dili ülkelerinin dili; Fransızca, İngilizce, Almanca…

 

Herhalde önümüzdeki günlerde yetkililer kamuoyuna bu sahalarda tatmin edici bilgi sunarlar!..

 

1992 yılından itibaren, öncelikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri olmak üzere Kafkas ve Balkan Cumhuriyetlerinde, bilahare Asya ve Afrika ülkelerinde kolejler açıldı.

 

Bu okullara devlet destek vermese bu kadar yayılabilmesi ve gelişebilmesi herhalde mümkün olamazdı.

 

Gerek Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yurtdışı seyahatlerinde bu okulları ziyaret etmesi, gerek başta Bülent Arınç olmak üzere hükümet üyelerinin bu okullara övgüler yağdırması cemaate Devletin açık desteği olarak değerlendirilmiştir.

 

Hükümetlerin desteğine ihtiyaç kaçınılmaz olmalı ki, Fethullah Gülen, merhum Turgut Özal döneminden buyana bütün başbakanlarla iyi ilişkiler içinde olmuştur.

Tek istisnası rahmetli Başbakan Necmettin Erbakan Hoca dır!...

 

16.04.1997’de Kanal D’de Yalçın Doğan ile yaptığı röportajda Gülen; Tansu Çiller, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Deniz Baykal ile 2-3 defa görüştüğünü ifade etmektedir.

 

Mezkûr röportajda Erbakan Hoca ile görüşememesinin gerekçesi ise enteresandır:

“YD: Aranızda bir gerginlik mi var?

FG: Bir gerginlik yok da 'El ervahu cunudun mücennedetün' diye birşey var. "Ruhlar" tıpkı bir sistem altında ordunun fertleri gibidir. Bunlar arasında içten böyle birbirine akma, birbirine kayma, birbirine dökülme, birbirini çok iyi bilme varsa telif olur, anlaşma uzlaşma olur, Şayet öyle birşey yoksa tenakür denir ona.

YD:Yani tenakür mü vardır ruhların uzlaşmazlığı, uyuşmazlığı mı var?

FG: Bilmiyorum yani bu şeyleri bir atasözü vardır. Kalpten kalbe yol vardır.

YD: Şu anda kalbten kalbe pek yol gözükmüyor.

FG: O yolu koymamışlarsa bizim uzlaşmamız da biraz zor olabilir.”

 

Öyle anlaşılıyor ki, Gülen ile rahmetli Erbakan Hoca kalpleri arasında bir yol olmadığı için bir araya gelememişler!..

 

Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmelerine hangi yol manidir?!..

Onun ABD’ye gitmesine Sayın Erdoğan sebep olmadığına göre, aralarında şahsi bir husumet olamaz!

 

Başbakan sayısız ABD ziyaretlerinde herkes ve her kesimle görüşmeye çalışırken onunla görüşmek istememiş olabilir mi?

 

Buna rağmen, Başbakan Türkçe olimpiyatların kapanış konuşmasında Fethullah Gülen’i Türkiye’ye davet ediyor…

24 saat geçmeden cevap geliyor: “…. gelemem!..”

 

Oysa ki, Gülen, Başbakan iken Tansu Çiller’in davetine hayır dememişti!..

“Bizde ananevi olarak devlet büyüklerine karşı bir saygı vardır. Hatta kendisine de dedim, 'Sizin bütün icraatlarınızı tasvip etmiyor da olabilirim. Bu ayrı bir meseledir. Fakat ananevi olarak devlet büyüklerimiz bizi çağırırlarsa kalkıp gidebiliriz de' Bu onlara karşı saygının ifadesidir. Bunca insanın seçtiği bir insana ben saygılı olmazsam teba da bana saygılı olmaz.(23.01.1995 Nuriye Akman ile röportaj -Sabah)

 

Devlet büyüklerine karşı saygıda kusur etmeyen Gülen’in Başbakan Erdoğan’ın davetine icabet etmemesini..

Uzun süredir cemaatin gazete ve TV’lerinde parti-cemaat tartışması gündeme getiren -sözde- cemaati yönlendirme iddiasında bulunan yazarların anlamsız çıkışlarını..

Nasıl yorumlamak lazım?!..

 

Acaba…

Gülen’in Amerika’da bulunması sebebi ile Türkiye’de cemaatin gücünü elinde bulunduran kesim mi davetin reddine etkili oldular?

 

Yoksa…

“Biz artık öyle güçlendik ki..

ABD başta olmak üzere nice süper güçler bizi destekliyor, Türk Devleti ve İktidar bize destek vermese de onlara ihtiyacımız kalmadı..

Elimizdeki gazete, dergi, radyo ve TV kanalları, sayısız sermaye şirketlerimiz ve bürokrasinin her kademesindeki nice kalifiye elemanlarımız karşısında bundan böyle İktidarların bize ihtiyacı var. Biz desteğimizi çekersek İktidar düşer. Kimi istersek onu İktidara getiririz” gibi bir düşünce mi hâkim oldu?

 

Ey Cemaatin sağduyu sahibi kanaat önderleri!..

Müesseselerin yöneticileri ve yazarları!..

 

Bindiğiniz dalı kesmeye çalışmayınız!

Yurtiçi ve yurtdışında sahip olduğunuz nice imkânlara; sadece şahsi kabiliyetlerinizle elde ettiğiniz düşüncesine kapılmayınız!..

 

Ne bu İktidar geçmiş iktidarlara benziyor, ne de cemaatin tabanı eski düşüncededir!

 

Öyle ki, günümüz gençliği artık düşünüyor, aklediyor, istişare neticesinde karar veriyor!

Yakın tarihimizde seçmenini ve grubunu yönlendiremeyen nice liderlere şahit olduk!

 

Cemaatin tabanına “biz bu İktidarı desteklemiyoruz denildiği anda, bu güzel insanların; “hayrola, desteğin çekilmesini gerekli kılan sebepler nelerdir? Görmediğimiz veya bilmediğimiz gelişmeler mi oldu? Bu İktidarın yerine alternatif kimi desteklememiz gerekir?” gibi akli ve mantıki sorgulama yapabileceği ihtimali göz ardı edilmemelidir!

 

Bugüne kadar hasretini çektikleri nice nimetlere bu İktidar döneminde kavuşma fırsatını elde etmiş sayısız güzel insanların müessese ve makamları tehlikeye atılmamalıdır!..

***

“Bir kişinin nasıl biri olduğunu, başkalarının kendisi hakkında neler söylediğinden çok onun başkaları hakkında ne söylediği ile görebilirsiniz.” (Leo Aikman)

 

Vesselam…

01.07.2012

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN