Fiskobirlik Güven Tazeleyebilir Mi?

“Yolda laf atmak değil, adım atmak lazım.  Yürümedikten sonra lafın manası kalmaz. (Şirazi)

Fiskobirlik güven tazeleyebilir mi?

"Fiskobirlik... Takriben 550 bin üreticinin 240 bininin ortak olduğu, 50 kooperatiften müteşekkil dev bir kuruluş… Yıllarca fındık denilince ilk akla gelen, dünya markası, ciddi, güvenilir bir müessese iken, birden ipi çekiliyor… Yavaş yavaş can damarlarındaki su kesiliyor ve bugünkü; artık taahhütlerine güvenilmeyen, ayakta kalabilmek için (kendi yavrularını yemek zorunda kalan canlılar gibi) gayrimenkullerini satmaya çalışan, gelirleri cari masraflarını karşılamaya yetmeyen sanki iflas veya tasfiyeye zorlanan bir müessese!.. Fiskobirlik kendi haline terk edilmiş, netice itibariyle (bugün için) fonksiyonunu icra edemez hale getirilmiştir… Sanki kooperatiflerin ipi kendi ortaklarının eli ile çektirilmek isteniyor!… Adeta, ortakların “bize faydası olmayan kooperatif varsın tasfiye olsun” demelerine zemin hazırlanıyor!..” (05.8.2012 tarihli “Fiskobirlik tasfiyeye mi zorlanıyor” yazımız) Fiskobirlik bu hale nasıl geldi? Kimler getirdi? 8-10 yıl öncesine kadar fındık denilince ilk akla gelen, dünya markası, ciddi, güvenilir bir müessesenin bugün taahhütlerine güvenilmeyen, iflasın ve tasfiyenin eşiğine gelmesinde kimlerin sorumluluğu var? Kimlerin sorumluluğu yok ki?.. Kooperatif ve Birlik Yöneticileri, Siyasi Partiler, Ortaklar… Herkes sorumlu!.. Yıllarca iktidarlar, kooperatifleri bir arka bahçe olarak gördüler ve kullandılar… Birlik müesseseleri ve sosyal tesisler bir çiftlik gibi kullanıldı… İşçi istihdamında (sayı ve vasıf itibariyle) müessesenin ihtiyaçlarına göre değil, iktidar partilerinin ihtiyaçlarına(!) göre tercihler yapıldı! Çoğu yöneticiler siyasi istikballeri için buraları bir araç olarak kullandılar! Ortaklar müessesine sahip çıkmadı/çıkamadı veya çıkarılmadı! Ak Parti geçmiş iktidarların yaptığını yapmadı, bu kooperatifleri çiftlik gibi, arka bahçe gibi kullanmadı! Belki de bu sebeple tasfiyelerine zemin hazırlandı!..         İş sahasında bir prensip hâkimdir: Yeterli bir sermaye ile işe başlayan bir ticari müesseseye, sermayesini ve itibarını kaybedip iflas eşiğine geldikten sonra ilave sermaye takviyesi yapılmak istenmez! Yeterli sermaye var.. İtibar var.. Piyasa var.. Bu şartlar altında siz kar edemeyip zarar etmişseniz ve iflas dedikoduları başlamışsa; size kimse para yardımında bulunmaz. Bilinir ki, piyasa çok müsait ve itibarında zirvede olduğu anda elindeki parayı iyi kullanamayanlar, itibar zayıfladıktan ve piyasa şartları aleyhe döndükten sonra ilave sermayeyi hiç değerlendiremezler! Fiskobirlik fındık için çok mu önemli? Olmazsa olmaz mı? Evet, bugün için çok önemli… Olmazsa olmaz!.. Fındığın geleceği, üreticilerin istikbali, piyasanın istikrarı, alıcı tekelinin kırılması için; ya Fiskobirlik tekrar güçlendirilmeli, ya da alternatif bir üretici kuruluşu devreye girmelidir. Ama bugünkü yapısı ile Fiskobirlik fayda sağlayamaz, zaman kaybettirir ve ilerleyen dönemlerde üreticinin ve piyasanın problemlerini daha da artırır!.. Fındık sezonu girmiş, Birlik ve kooperatif yöneticilerinden ses yok!.. Bütün ciddi müessese ve kurumların web siteleri kendilerini tanıtmak ve mesaj vermek için en müessir vasıtadır. Birliğin web sitesi (www.fiskobirlik.org.tryeterli(!) bilgiyi sunmaktadır! Başkana ve yönetim Kurulu üyelerine ulaşabilmek için e-mail adresleri dahi bulunmuyor! Belki de aşırı şikâyetleri duymamak ve rahatsız edilmemek(!) için e-mail adresleri verilmemiş olabilir! Öyle anlaşılıyor ki, faydalı tavsiyelere de ihtiyaç duyulmuyor! Yöneticilikte ehliyet ve liyakat esastır! Ehliyetsiz ve liyakatsiz yöneticilerin verdiği zararlar Mesnevide bir hikâyede güzel özetlenmekte: Cariyenin tedavisi neticesinde padişahın ihsanına uğramayı ümit eden doktorlar “bilmiyoruz”  demediler; birçok ilaçlar verdiler fakat hastayı tedavi edemediler. Hâlbuki kendilerinin bu tedaviden aciz kaldıklarını ve ehil bir doktor bulunması gerektiğini söyleyebilecek olgunlukta olsalardı, hasta o kadar sıkıntı çekmeyecek ve şifası gecikmeyecekti.” Fiskobirlik güven tazeleyebilir mi? Fevkalade mümkün… Ancak radikal, şok kararlar alınmalı ve uygulanmalı. Bu iş inanç ve fedakârlık ister: Birliğin güçleneceğine inanmak ve bunun için de hiçbir fedakârlıktan kaçınmamak… -       Öncelikle yöneticiler kendilerinden başlamalı: Birlik ve 50 Kooperatif yöneticileri (Birlik eski gücüne kavuşuncaya kadar) ücret almamalı. Ücret almayacaklarını (ve bu karara uymayan yöneticiler olursa onları) da kamuoyuna deklare etmeliler. (Toplantıya gidip gelme masraflarını karşılayacak kadar Huzur Hakkı alınmalı.) -       Bugüne kadar ihmal edilen, değer verilmeyen ortaklarla birebir iletişim kurulmalı (en azından telefon, e-mail ve mektupla diyalog sağlanmalı); Kooperatife sahip çıkılmasına ikna edilmeli. -       Her ortak, hâsılatına göre belli bir miktar fındığı en az bir yıl vade ile kooperatife emanete bırakmalı. (200 bin ortaktan ortalama 100 kilo fındık alınsa, 20 bin ton ‘ortalama 5000 liradan 100 trilyon’ destek demektir!) -       Birlik gayrimenkulleri satılıp nakit sıkıntısı giderilmeli,  ilk planda ortaklara borçlar kapatılmalı.  -       Yöneticilerin Birlik ve Kooperatifi siyaset aracı olarak kullanmalarına fırsat verilmemeli. Siyasi partilerden (seçimlerde) aday olacak yöneticiler en az bir yıl önce görevlerinden ayrılmalı. -       Yöneticiler, aldıkları kararlar ve yaptıkları icraatlar neticesinde kuruma ve ortaklara verdikleri zararlardan dolayı sorumlu olmalı. Gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalı. -       Başta Birlik Başkanı olmak üzere kooperatif başkanları “bu işin delisi” olmalı!.. -       Özellikle Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon, Düzce, Sakarya  (Türkiye üretiminin %90’ını karşılayan) illerin milletvekilleri (Genel Müdürlük Giresun’da olduğu için) Ak Parti Giresun milletvekillerinin organizasyonunda “fındık politikasında müşterek hareket etme”kararı alınmalı, ferdi beyanat ve hareketlerden kaçınılmalı. Doğrudan destek devam etmeli…  2009’dan itibaren uygulanan Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ‘Alan Bazlı Fındık Gelir Desteği’ 2011 yılında sona erdi. (2011 yılın ödemeleri 2012 yılında yapıldı) İkinci bir karar alınıncaya kadar 2013 yılında ödeme yapılmayacak. Peki, Doğrudan Gelir Desteği hangi gerekçelerle ihdas edilmişti! Hedeflenen gayeye ulaşıldı mı? Gelecek yıllarda ödeme yapılmasına gerek kalmayacak ne gibi netice hâsıl oldu? Bu sayede 3 yıl üretici iyi ve tatlı(!) para aldı!.. Nice çalılık arazilere (tapuda fındık bahçesi gözüktüğü için) üretilen fındıktan fazla para alanlar oldu! Kimsenin itirazı olmadı. Niçin olsun ki: 2011 yılında 7,50 liraya sattığı fındık için (takriben) 1,50 lira da Devletten aldı, eline toplam 9,00 lira geçti. Bu sene üretim fazlası olduğu iddiası da var. Üreticinin eline, geçen yıla göre % 50 daha az para geçme durumu var. İşte asıl sıkıntı, şikayet bunda sonra başlayacak!.. Üretici durumu yeni fark edecek! DGD Ödemelerin de yanlış politika izlenmiştir! Ödemeler Mart ve Nisan aylarında değil de, Eylül-Ekim aylarında ödenmiş olsaydı piyasa düzenlemesine de katkı sağlamış olacaktı. Üretici fındık toplama vesair hasat masraflarını karşılamak için Eylül ayında fındığını satmak zorundadır. Destek parasını almış olsa, fındığını satmaz ve piyasa da kırılmaz! Üreticiye ödenecek destek parasının 1/3’i (üreteci adına, Devlet garantörlüğünde) Fiskobirlik’e tahsis edilse piyasayı daha olumlu etkilemez miydi? 2013 yılı, muhtemel seçim yılı olabilir! Hem seçim yılı, hem üreticinin mağduriyeti göz ününde tutularak; Doğrudan Gelir Desteğine devam edilmelidir. Ödemeler de Eylül-Ekim aylarında yapılmalıdır. İleriye dönük, kalıcı, piyasayı düzenleyecek tedbirler alınıncaya kadar Doğruda Destek devam etmelidir. (Bu mevzuya inşallah gelecek yazımızda da devam edeceğiz) “Bir problemin güç olduğunu bana söyleme; eğer o zor olmasaydı, zaten bir problem olmazdı.” (Foch) Vesselam… 12.08.12    

www.giresunaktuel.com’da yazı…

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN