Fiskobirlik Tasfiyeye Mi Zorlanıyor?

 “Bir kunduracının elinde kuyumcunun aleti, Kuma ekilmiş dane gibidir.” (Hz.Mevlana)

Fiskobirlik tasfiyeye mi zorlanıyor?

Fındık… Fındık kimleri ilgilendiriyor? Kimleri ilgilendirmiyor ki… Bir tarafta 550 bin civarında fındık üreticisi.. Diğer tarafta binlerce fındık fabrikası ve çalışanları.. Geçimini fındığa bağlamış esnaf, tüccar ve ihracatçılar… Daha iyi ürün almak için kurulmuş Birlikler, Araştırma Enstitüleri… Fındığı daha iyi değerlendirebilmek için kurulmuş Birlikler, Kooperatifler… İhraç ürünü olması hasebiyle ithalatçı yabancı ülke firmaları… Çiftçi Kayıt Sistemine göre Türkiye’de 38 ilde fındık yetiştiriciliği yapılmasına rağmen, ticarete konu olan yetiştiriciliğin tamamına yakını Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon, Düzce, Sakarya, Zonguldak, Artvin, Bartın, Kocaeli, Kastamonu ve Rize illerinde gerçekleşmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Çitçi Kayıt Sistemine göre 642 bin hektarlık bir alanda fındık yetiştiriciliğinin yapıldığı belirtilmektedir. Türkiye, toplam Dünya fındık üretiminin yaklaşık % 75'ini gerçekleştiriyor. Son 10 yılın ortalama verilerine göre; Ülkemizin üretimi 580 bin ton (% 75), diğer ülke üretimleri ise 190 bin ton (% 25) civarındadır.  Dünya fındık ihracatının 2004–2010 arası dönem ortalaması kabuklu cinsinden 583 bin tondur. Bunun %79’unu ise Türkiye tek başına gerçekleştirmektedir (INC, 2012).  Fındık, ekonomik değeri kadar, besin değeri de yüksek bir ürün… Faydaları sayılmakla bitmiyor: “Çok iyi bir enerji kaynağıdır. Kalp ve damar sağlığı açısından çok faydalıdır. Kolesterolü düşürür. Kalp ritmini ayarlamaya yardımcı olur. Düzenli olarak her gün fındık yemek Kalp krizi  riskini azaltmakta çok etkilidir. Kansızlığa iyi gelir. Vücut ve kemik gelişimini destekler. Hamilelerin hem kendileri için hem de doğacak çocuk için fındık yemeleri çok faydalıdır. Varislere iyi gelir. Soğuk algınlığı ve akciğer hastalıklarına da iyi gelir. Ayrıca, cildi güzelleştirir…” Ancak… Bu kadar, hatta daha nice faydaları olan fındığı biz üretiyoruz,  ama yiyemiyoruz/yemiyoruz! Dünya fındık tüketiminin tamamına yakın kısmı (% 91) Avrupa Birliği ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından gerçekleştirilmekte olup büyük ölçüde (% 80’i) çikolata ve şekerleme sanayinde ham madde olarak kullanılmaktadır.  Petrol ve madenler gibi yer altı servetine sahip ülkelerde daima yabancıların gözü olmuştur. Bu servetlerden o ülke insanından daha fazla emperyalist ülkeler istifade ederler. Savaşların, istilaların, işgallerin, darbelerin altında hep bu sebepler yatar!.. Yoksa fındığımız üzerinde de böyle bir gizli plan mı var? Bu nasıl bir sistemdir ki hiç kimse memnun olamıyor! Üretici şikâyetçi… Tüccar ve ihracatçı şikâyetçi… Nasıl ki… Kumarda, oynayanlar daima kaybeder, çok az baronlar daima kazanır!... Borsada, küçük yatırımcılar daima kaybeder, çok az büyük spekülatörler daima kazanır!.. Fındıkta da hiçbir zaman üreticiler haklarını tam alamazlarken, iç ve dış büyük baronlar daima kazanır!.. Çok sahada mafya vârî yapılanmalara neşter vuran Ak Parti, nedendir bilinmez bu oyunu henüz bozamadı! Mesela, ürün fazlası fındığı depolamak ve uzun süre kalitesini korumak maksadıyla FINDIKLİSANSLI  DEPO YÖNETMELİĞİ 2006 yılında çıkartılmış olmasına rağmen bugüne kadar uygulamaya konulamamıştır. Lisanslı Depo kimlerin menfaatine dokunuyor? Bunu kimler, nasıl engelleyebiliyor? İlk itiraz; deponun maliyeti çok yüksek!.. Peki, (fındığın değerini koruyacak depo’nun olmaması sebebiyle) TMO’nun elindeki 6 liralık fındığı 1 liradan yağlığa ayırmanın maliyeti çok mu düşük? Yönetmelik çıkartılırken maliyet hesaplanmamış mıdır? Bugün çoğu (depolama imkânı olmayan) müstahsil fındığını tüccara emanete bırakmaktadır. Tüccar için bu emanet fındıklar, masrafsız (faizsiz, bedelsiz) sermaye demektir. Tüccar, ilerleyen aylarda (stokların azalması sebebiyle) fiyatların artması ile emanet fındık bedelini yüksek fiyattan ödeyeceği için zarar etmiş olacaktır! Haliyle zararının artmaması için de yıl içinde fiyatların yükselmemesi için her yola başvuracaktır! Lisanslı Depo’nun hizmete girmesi ise; tüccara emanete fındık bırakılmasının sonu demektir. Bu, hem tüccarın bedava sermaye kullanmasına mani olacak, hem de fiyatların yükselmesini sağlayacaktır. Bunu hangi tüccar ister ki?! 1997 yılında Fındık Tanıtım Grubu kuruluyor. FTG; Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan 1 üye ile Karadeniz ve İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birlikleri yönetim kurullarının uygun gördüğü 4’er üye olmak üzere toplam 9 üyeden oluşuyor. FTG, misyonunu (kendi web sitesinde) “ülkemiz tarımsal ürün ihracatında %20 paya sahip olmakla birlikte üretim plansızlığı nedeniyle artık normal üretim miktarı kabul edilen 600-700.000 ton/kabuklu rekoltenin idrak edildiği yıllarda ülkemiz elinde kalan 100-200.000 ton/kabuklu fındığın meydana getirdiği ekonomik kayıp ve sosyal problemlerin telafi edilebilmesi için iç ve dış tüketiminin arttırılmasına yönelik reklam ve tanıtım faaliyetlerini organize etmek ve yürütmek” olarak izah ediyor. Bu tanıtım grubu 15 yıldır ne kadar mesafe alabilmiştir? Geriye dönük 10 yıllık ihracat rakamlarına bakıldığında (miktar bazında) ülke nüfuslarının da artmalarına rağmen miktar bazında pek değişiklik yok! 2001-2002 yıllarında 258-253 bin ton olan (iç fındık) rakamlar, 2010-2011 yıllarında 250-280 bin civarında seyrediyor… Türkiye’nin 2001 yılındaki 31.344 milyar dolarlık toplam ihracatı, 2011 yılında 134.915 milyar dolara çıkarken (2012 yılı için 150 milyar hedefleniyor) fındığımız bu rüzgârdan nasıl etkilenmez? Keza 2001-2002 yıllarında (kabuklu cinsinden) 70-80 bin civarında olan dâhili tüketim,maalesef bugünde, sektörün gelişmesine ve nüfus artışına rağmen aynı sevilerdeseyretmektedir. Bu tanıtım grubu,  yoksa 100-200 bin tonluk açığın kapanmaması için mi devreye girmiştir?! Bu yazı için kaynak verileri araştırırken maalesef acı bir gerçekle karşılaştım: Tarım Bakanlığı, TMO, İhracatçılar Birliği, Fiskobirlik, Ziraat Odaları v.s ilgili resmi ve özel kuruluşların istatistik bilgileri tutarlı değil! Mesela aynı döneme ait ihracat rakamlarını her kurumun sitesinde farklı tablolar ile görmek mümkün! Gerçek, kesin verileri nereden nasıl elde edeceğiz? Bunun bir kontrolü olmaz mı? Yoksa bütün işlerimiz böyle de farkında mı değiliz? Fiskobirlik niçin devre dışı bırakılmak istendi? Fiskobirlik… Takriben 550 bin üreticinin 240 bininin ortak olduğu, 50 kooperatiften müteşekkil dev bir kuruluş… Yıllarca fındık denilince ilk akla gelen, dünya markası, ciddi, güvenilir bir müessese iken, birden ipi çekiliyor… Yavaş yavaş can damarlarındaki su kesiliyor ve bugünkü; artık taahhütlerine güvenilmeyen, ayakta kalabilmek için (kendi yavrularını yemek zorunda kalan canlılar gibi) gayrimenkullerini satmaya çalışan, gelirleri cari masraflarını karşılamaya yetmeyen sanki iflas veya tasfiyeye zorlanan bir müessese!.. Fiskobirlik kendi haline terk edilmiş, netice itibariyle (bugün için) fonksiyonunu icra edemez hale getirilmiştir… Sanki kooperatiflerin ipi kendi ortaklarının eli ile çektirilmek isteniyor!… Adeta, ortakların “bize faydası olmayan kooperatif varsın tasfiye olsun” demelerine zemin hazırlanıyor!.. -       Fiskobirlik eski gücünü kazanabilir mi? -       Mevcut Birlik yönetiminin bu süreçteki rolü nedir? Birliğin bugünkü duruma gelmesinde payları var mıdır? Yöneticilerde ehliyet ve liyakat sıkıntısı mı var?Yoksa devir aldıkları enkazı temizlemekte güçlük mü çekiyorlar? -       Fiskobirlik’in 2000 yılında çıkartılan 4572 sayılı kanunla devre dışı bırakıldığı iddiası doğru mu? -       2006’dan bugüne fındık parası alacağı olan ortakların durumu nedir? -       Mevcut çalışan işçilerin ve sair personelin geleceği hakkında ne düşünülüyor? -       Fındık politikasından sadece Giresun milletvekilleri mi sorumludur? Diğer bölgelerin milletvekillerinin hatta Bakanlarının sorumlulukları yok mudur? -       Yeni mahsulün fiyatı ne olabilir veya olmalıdır? -       Üretim fazlası fındığın değerlendirilmesi ve fiyat tespitinde Ziraat Odalarının katkısı nedir? v.s… (Kamuoyunun merak ettiği bu ve benzeri suallerin cevabını inşallah gelecek yazımızda değerlendirmeye çalışacağız.) “Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.” (NFK) Vesselam… 05.08.12    

www.giresunaktuel.com’da yazı…

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN