Paralel Yapı ile mücadelede kararlılık…

“Aşağılık insanlarla yakınlaşmaktan kaçın, onlar ki yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde kötülüğü sakladılar. Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar verili olmaktan geri kalırsan sana zehirlerini akıtırlar.” (Hz. Ali) Günlük notlar…

Paralel Yapı ile mücadelede kararlılık…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Paralel Yapı ile mücadeledeki kararlılıkları çok net. Tasvip edersiniz etmezsiniz, lakin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en son  ''Kim bunlar (Paralel Yapı) ile iş tutarsa bayrağına ve toprağına karşı ihanet içindedir. Bu çevrelerle iş tutanlar da asla başarılı olmayacaklarını umarım görürler. Bunlara giden her kuruş vatana ihanete gidiyor. Ben tüm vatansever vatandaşlarıma sesleniyorum bunlara asla taviz vermeyin. Paralel yapılara kol kanat gerenler er ya da geç mahcup olacaklar'' gibi tespit ve ifadelerinden… Hele hele 14 Aralık operasyonlarından sonra; paralel yapı ile değil irtibatlı olmak, onlarla aynı karede bulunmak dahi kişileri şüpheliler arasında gösterilmeye sebep olabilir! Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadarki icraatlarına bakarak rahatlıkla ifade edilebilir ki, herkesten daha fazla bilgiye sahip konumundaki Devletin elinde çok kesin bilgi ve deliller olmamış olsaydı Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan herhalde bu kadar rahat ve emin konuşuyor olamazlardı! O halde, devlet ve hükümet yetkililerinin bu kararlı ve ısrarlı tutumu karşısında paralel yapı saflarında hala yer tutmaya kalkışmak; devletle mücadeleyi göze almak demektir. Ki, devletle mücadele kalkışanların başarılı olma şansı zayıf değil, hiç yoktur. Sadece emek ve zamanlarını israf etmiş olurlar. Ey cemaatin tabanındaki abdestli-namazlı muhibbiler!.. Okuyup dinlediklerimizi düşünmez, tefekkür etmez ve de akletmezmiyiz? Hep başkalarına anlatmak için mi okuyup dinleriz? Aman ya Rabbi, bildikleriyle amel etmemek, amel etmediklerini başkalarına anlatmak; ne acıklı haldir! Binlerce ilahî emirlerden biri olan Mülk süresinin 9 ve 10. Ayetleri acaba günümüzdeki hadiselerle alakası olabilir mi? “Dediler: “Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz” dedik. Ve dediler ki: “Eğer biz dinleseydik yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin altında olmazdık!” (Mülk suresi, 9 ve 10) Zararın neresinden dönülürse kârdır… Geliniz kendi ellerinizle kendi hayatlarınızı tehlikeye atmayınız!   Vesselam… 16.12.2014 www.facebook.com/ahmedcitlakoglu    *** Ak Parti İl Başkanlığına aday mıyım?!.. Bir gazeteci dostum telefonda soruyor; -  Abi, bomba haber!.. Siz il başkanlığına adaymışsınız ve liste hazırlıyormuşsunuz! -  Kim söyledi? -  Kaynağımı söyleyemem… Doğru mu, değil mi? Bunu öğrenmek istedim. İl kongresi yaklaşırken (bu gazeteci dostum duyduğuna göre başkalarının da duymuş olabileceği düşüncesiyle) yanlış yorumlara ve beklentilere mahal vermemek için açıklama yapma ihtiyacı hissettim: Evet, elhamdülillah teşkilatçıyım… Bunun benim şahsımla alakalı olmayıp Cenab-ı Hakkın bir lütfü olduğuna inanıyorum. Giresun’da il başkanı olduğumuz dönemlerde, o günün şartları dâhilinde nasıl hizmet vermeye gayret ettiğimizi bizim kuşak ve onların evlatları yakinen bilirler. Takriben 40 yıllık siyasi hayatımda hiçbir zaman bir makama talip olmadım. Ama bana tevdi edilen vazifeyi de en iyi şekilde yapma gayretinde oldum. Bunun tek istisnası, 2011’de Ak Parti’den milletvekilliğine adaylık müracaatımdır. O tarihlerde de yeterli açıklamaları yapmıştım. Milletvekilliğine müracaattaki gayem, hizmet verilmek istenirse, hazır olduğumu ifade etmek içindi. Partinin etrafında bir çember örülmüş, kendilerinden başkalarının görülmesine fırsat verilmiyordu. Bu çemberi kırmak için, parti yetkililerine durumu doğrudan arz etmek için yola girmiştim. Sn. Tayyip Erdoğan ve Sn. Bülent Arınç ile özel dostluğumuzun olmasına rağmen o tarihlerde onlarla görüşme ihtiyacı hissetmedim. Ne diye görüşecektim ki, “beni aday yapın” mı diyecektim? Dün, vazife hususundaki prensibimiz; “Vazife istenmez, verilir… Vazife ehline verilir” idi. İdareciliğe talip olma hususundaki ölçümüz ise, Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın “Emirlik isteme. Eğer senin talebin üzerine sana emirlik verilirse, istediğin şeyin sorumluluğu sana yüklenir. Eğer sen talibi olmadan sana emirlik verilirse, o iste yardım görürsün.” (Buhari, Müslim, Ebu Davut) Hadis-i şerifleridir. Bugün de aynı prensipler bizler için geçerlidir. “Efendim, sizin söyledikleriniz mazide kaldı. Bugün, artık vazife verilmiyor, isteniyor. Vazife de ehline verilmiyor” denilebilir. Bu, bizi bağlamaz. Herkes yaptığından mes’uldür. Gelelim, il başkanlığı adaylığı mevzuuna… Birkaç dost aradı, “efendim, Giresun’da teşkilattaki yapı malum. Bazı arkadaşlarımızla yaptığımız istişare sonucu teşkilatı sizlerin toparlayabileceğimiz kanaati hâkim oldu. Bu dönem İl başkanı olmayı düşünür müsünüz?” diye, fikrim soruldu. Onlara verdiğim cevap, yukarıda ifade ettiğim vazife prensiplerini tekrarlamak oldu. İlaveten Ak Parti genel merkezi yetkililerinden bir talep olursa değerlendirilebileceğini söyledim. Hâsılı kelam; şuan itibariyle ne il başkanlığı ne de milletvekilliği adaylığı ile verilmiş bir kararım bulunmamaktadır. Acizane şahsımı il başkanlığına layık gören dostlara, hassasiyet ve alakalarından dolayı teşekkür ediyorum.   Vesselam… 16.12.2014  www.facebook.com/ahmedcitlakoglu    *** 14 Aralık Paralel Yapı Operasyonu kimlerin maskesini düşürdü?.. Dün 17 Aralık operasyonunda operasyon yapan emniyet ve yargıyı savunan ve operasyonu destek verenler bugün 14 Aralık operasyonunda emniyet ve yargıya hedef tahtasına oturtuyorlar! Dün de masumiyet karinesi ihlal ediliyordu bugün de… Dün 17 Aralık’ta operasyon listesinde olanlar peşin suçlu ilan edilirken, bugün 14 Aralıkta gözaltına alınanlar peşin suçsuz ilan ediliyor. Demek ki operasyonun mahiyeti önemli değilmiş!.. Operasyonun kimilerin yaptığı ve kime karşı yapıldığı önemliymiş! Bu düşünce aynı zamanda bir suçüstü yakalanmadır… Bu, dün emniyet ve yargıya hâkim olanların hangi gerekçelerle, nasıl operasyon yaptıklarının da itirafı demektir. Dost-düşman safları netleşmeye başladı!.. Kimlerin kimlerle dost olduğu görüldü… Haliyle kimlerin de kimlere düşman olduğu anlaşıldı. Hangi gazete ve yazarların kimlerle ittifak içinde oldukları netleşti ve belgelendi. Muhalefet partilerinin memlekete ve millete hizmetten ne anladıkları ve gayelerinin ne olduğu da daha iyi anlaşılır oldu. Birilerine dost olduklarını reklam edenler, bu vesileyle kimlere de düşman olduklarını ilan ettiler. Sevdiğine sevdiğini söylemek güzel… Ya sevmediğine sevmediğini ilan etmenin anlamı ne?! Kendilerinin birilerini sevmediğini deklare edenler bir bakıma hayırlı bir iş yapmış oldukları da söylenebilir; kendileri dost zannedenlerin uyanmalarına vesile oldular. Peygamberimiz (sav) buyuruyorlar ki; “Kişi arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin.” (Ebu Davud)   “Fasık kimseye arkadaş olma. Aksi takdirde ondan günahkârlık öğrenirsin.” Hz. Ali (ra) Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim! Vesselam… 15.12.2014  www.facebook.com/ahmedcitlakoglu   *** İnsan Arıyorum… “Bir gece dışarı çıktım. Tarlada dolaşıyordum. Baktım, tarlada fenerle dolaşan bir insan…  - “Ne arıyorsun?” dedim kendine.  - “İnsan arıyorum!” dedi. - “Vazgeç, hiç yorulma, git yat, ben çok yoruldum onu aramaktan!” dedim.  Bana acı acı baktı ve… - Ben de biliyorum bulamayacağımı, ama hiç değilse onun hasretiyle dolaşıyorum, onun hasreti bile bana lezzet veriyor, dedi.” (Hz. Mevlana)   “Bir kişinin nasıl biri olduğunu, başkalarının kendisi hakkında neler söylediğinden çok onun başkaları hakkında ne söylediği ile görebilirsiniz.”  (Leo Aikman) Vesselam… 09.12.2014  www.facebook.com/ahmedcitlakoglu
YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN