Muhatabından nezaket bekliyorsan, önce sen nezaketli davranacaksın!.. Sana hakaret edilmesini istemiyorsan, önce sen muhatabına hakaret etmeyeceksin!
“Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, dinleyenin de yararlandığı sözdür.” (Aristo)
***
Siyaset üslubunda merhum Erbakan Hoca farkı!..
Bütün siyasî liderlerin muhtaç olduğu ve hasret kaldığımız bir üslup!..
***
90 yıllarda parti liderleri seçim sürecinde birlikte TRT’de açık oturama çıkarlardı…
Millet bütün liderleri aynı anda birlikte dinler, liderler arasında mukayese imkânı doğardı…
***
O yıllarda liderlerin birbirlerine hitap ederken ve birbirlerini dinlerken gösterdikleri karşılıklı nezaket fevkalade takdire şayan idi…
Belki bu nezaketi o yıllarda pek fark edemiyorduk…
Bugün liderlerin birbirlerine karşı kullandıkları üslubu ve karşılıklı nezaketi(!) görünce o günkü nezaketin ehemmiyetini şimdi daha iyi anlıyoruz.
***
91 Seçimleri öncesiydi, yine bütün liderler TRT'de bir aradalar…
O günkü açık oturumda dikkat çeken husus: Merhum Erbakan Hoca konuşurken diğer liderlerin (Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Erdal İnönü) her birinin pürdikkat onu dinliyor olmalarıdır…
Liderlerin Erbakan hocayı dinleme nezaketinin altında muhtemelen Erbakan hocanın onlara karşı kullandığı üslubun da etkisi olmalıdır…
Mesela Erbakan hoca, liderlere hitap ederken isimlerinin önüne “Sayın” sıfatını ilave etmeyi hiç ihmal etmezdi… Hatta bir aralık “Sayın Mesut Yılmaz Beyefendinin buyurduğu” gibi bir ifade kullanıyor…
Liderlerden biri böyle bir üslup kullanınca muhtemelen muhatabın da bir nezaketsizlik yapması (istese de!) herhalde çok zor olsa gerektir.
***
O açık oturumda dikkat çeken diğer bir husus: O gün bu beş liderin dışında bir parti başkanı daha masada oturuyor… Lakin Erbakan Hoca konuşmasında o parti başkanının isminden bir defa dahi bahsetmiyor!.. Ona iltifat etmiyor ama nezaket dışı bir kelime de kullanmıyor. Belki onu lider kabul etmiyor, ya da muhatap almak istememiş de olabilir.
Bu taktik, Erbakan Hocanın ince siyasetinin bir gereğiydi. Zira rahmetli, parti içinde de söz ve hareketlerini tasvip etmediği kişilerin isimlerinden hiç bahsetmezdi. Adeta onları görmezden gelir, muhatap almak istemezdi.
***
Hâsıl-ı kelâm: Muhatabından nezaket bekliyorsan, önce sen nezaketli davranacaksın!.. Sana hakaret edilmesini istemiyorsan, önce sen muhatabına hakaret etmeyeceksin!
***
“Allah’tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah,
tevekkül edenleri sever.” (Al-i İmran Suresi, 159)
Vesselam…
06 Ekim 2020 Salı / 19 Safer 1442
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)