Askere Mektup...

"Allah Teâlâ’dan samimiyetle şahadeti talep eden kimse

yatağında ölse de Allah onu şehitler makamına ulaştıracak." (Peygamberimiz (sav) Efendimiz)

 Askere mektup…

Oğlum!...

Türk Ordusunun bir neferi olma şerefini elde ettiğin için seni tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum… Aynı zamanda asker babası olma şerefini bize bahşeden Allah Teâlâ’ya da hamd ve sena, Peygamberimiz (sav) Efendimize de salât ü selam ediyorum. Bu mektubum hem sana, hem de arkadaşın Hasan’a…  Askerlik ocağını ecdadımız peygamber ocağı olarak görmüş… Muhammed ve Mehmed isimlerinin Arapça yazılışı (mim, ha, mim, dal harfleri) aynıdır. Türkler Muhammed ismine hürmeten Muhammed’i Mehmed olarak okumayı tercih etmiş. Bu sebepledir ki askerimize Mehmedcik ismi layık görülmüştür. Yani Mehmedcik; Muhammedciğin Türkçeleşmiş halidir!  Sevgili oğlum!.. Sen de artık bir Mehmedciksin! Ne mutlu sana ve arkadaşlarına!.. Milletimiz askerlik vazifesini vatani hizmet olarak değerlendiriyor… Askerlik dönemi; hayat programımızın bir parçası… Yaradılış gayemizi; Allah Teâlâ’ya kulluk vazifemizi, hayatımızın her safhasında unutmamalıyız. Bu itibarla, namazına dikkat et! Özellikle ilk günlerde ihmal etme. Nasıl başlarsan öyle devam edersin. Olduğun gibi görünmeye gayret et. Gösterişten, riyadan sakın. Allah rızası için değil de birileri görsün diye ibadet yapmak ne kadar yanlışsa, devamlı yaptığı bir ibadeti ‘birileri görürse ne der’ diye terk etmek de o kadar yanlıştır. Belki daha da veballidir.  Yine bilinen bir gerçektir ki, ister askerde, ister sivilde her daim, her zaman ve zeminde; dürüst ve samimi kişilerden kimse rahatsızlık duymaz. Bu kişilere güvensizlik duyulmaz. Daima, yanlış eğilimde olanlardan rahatsızlık duyulur ve onlara şüphe ile bakılır. Bu vesileyle tekrar hatırlatmak isterim ki şehidlik İslami bir kavramdır. İnanıyoruz ki ölüm hak ve gerçektir. Taktir edilen ömür ne uzar, ne de kısalır. Bir kişinin ölümünün askerlik döneminde vuku bulması, onun için ne büyük bir şereftir! Bu sebepledir ki askerlikte ibadet (özellikle namaz) daha da önem arz etmektedir. Asker ailelerine göz yaşartıcı alaka… 12.12.2012 tarihinde kışlana teslim anında; evlatlarını kendi elleri ile orduya teslim etmeye gelen sakallı baba ve başörtülü annelere (nizamiyede) gösterilen sevgi ve muhabbeti görünce; hem duygulandım, hem Allah Teâlâ’ya bir daha şükrettim. Bir yanda, bir zamanlar evlatlarının yemin törenine alınmayıp nizamiye kapısında gözyaşı döken anne ve babaların kederli hali… Diğer yanda, bugün mutluluk gözyaşı döken anne ve babaların mutluluk hali… Askeriyedeki bu anlayış değişikliğinin asker aileleri üzerinde sergilediği güzelliğin; ordu kademesinde de aynı güzellikte iyi görüldüğüne inandım. Keşke “evlatları daha önceki yılarda askerlik yapmış aileler de bu değişikliğin farkında olsalardı” diye düşündüm. Bugüne kadar (gerek Hükümet kanadından gerekse Genelkurmay Başkanlığından) hep şehid ailelerine gösterilen alakaları takdirle izlerdim. Bu defa, asker ailesi olarak (bizzat) gördüğümüz alaka da takdir ve tebrike değer seviyedeydi. Sevgili oğlum!.. Sen asker olmasaydın, bizler bu değişimi fark edemeyecektik… Bu güzel değişimi fark etmemize vesile olduğun için de sana ayrıca dua ettik. Askeriyedeki bu değişime bir-iki yıl önce de şahit olmuştum… Samsun Esentepe kışlasında bir asker yakınımızı ziyarete gitmiştim... Aynı zamanda asker sevkiyatı dönemi idi. Yeni askerler (acemi erler) davul-zurna ile karşılanıyor, ziyaretçiler sıcak bir ortamda ağırlanıyordu… Kantinde fiyatlar dışarıdan daha da ucuz! Sıcak çay; komutanın ikramı Askeriyedeki gelinen bu duruma şükretmemek, bu değişime imkân veren komutanlarımızı tebrik ve takdir etmemek nankörlük olur… Askerlik kişiyi olgunlaştırır… “Askerlik yapmayan yarım adam sayılır” sözünde, mecazi olarak biraz gerçeklik payı vardır. Asker ocağı, güzel bir eğitim merkezidir. Sabrı öğretir… İtaati öğretir… Birlikte yaşamayı ve paylaşmayı öğretir… Askerde hiçbir hareket fuzuli (boş, anlamsız) değildir. İbret almak isteyen için her hareketin bir manası vardır. Komutanların askerden yapmasını istediği, emrettiği her hareketi; iyi tahlil et! Mesela, emir tekrarı… Askerde emir tekrarındaki hikmeti iyi değerlendirebilenler; sivil hayatta, yanlış anlaşılmaktan daha az etkilenirler. Komutanın her emrine; itirazsız ‘emret komutanım’ cevabı… Bundaki hikmeti iyi kavrayabilenler, yarın anne ve babalarına, işyerlerindeki idarecilerin veya büyüklerinin (meşru) emir ve kararlarına da itiraz edilmemesi gerektiğini iyi anlamış olacaklardır. Yine asker yemeği karavanaya sabırla hamd edenler; (askerlik sonrası) annelerinin yemeğini çok daha iştahla yiyeceklerdir… 40 yıl önce, kendi askerlik dönemimde bu tespitleri yapmıştım. Şahsen askerlikte aldığım bu mesajların hayatımın her safhasında çok faydalarını gördüm. Bu önemli mesajların çoğu askerler tarafından gerektiği gibi değerlendirilemediğine de üzülmüştüm. Hep yıllarca şunu düşündüm: Terhis öncesi (mesela, askerliğin bitmesine son bir hafta kala) askerlere, yüksek rütbeli komutanlar tarafından; -       Yıllardır denenmiş ve faydasına inanılmış bu güzel tatbiki mesajların niçin verildiği (onların kendilerinin ders çıkartması beklenilmeksizin) izah edilse… -       Hayatın bundan sonraki devrelerinde (iş, meslek ve aile hayatında) dikkat edilmesi gereken önemli tavsiyelerde bulunulsa… Acaba askerler üzerinde daha kalıcı (hayat boyu unutamayacakları) iz bırakmış olmaz mı? Hem sana, hem arkadaşın Hasan’a… Oğlum!.. Komutanlarına saygıda kusur etme! Arkadaşlarınla fikri tartışmalara girme! Tartışma ortamının içinde bulunma! Fikirlerinden dolayı hiçbir arkadaşını eleştirme! Arkadaşlarına yük olma… İmkânın ölçüsünde onların yükünü almaya gayret et! Arkadaşlarının yükünü paylaşabildiğin, sıkıntılarını giderebildiğin ölçüde onlara dost olabilirsin. Arkadaş; sıkıntınız olmadığında yanınızdadır… Dost; sıkıntınız olduğunda size koşar… Sen, arkadaşının sıkıntısında yanında ol! Arkadaş; senin daima arkanda olmanı ister. Dost ise her zaman senin arkandadır… Sen de her zaman arkadaşının arkasında ol! Arkadaşlarının zaaflarını ve zayıflıklarını araştırma, bilirsen de örtmeye çalış, zevklerini öğren ve onlara hitap et! Bütün arkadaşlarına karşı hoşgörülü olmaya çalış! Yaş olarak senden büyük arkadaşlarına (eğitimi, kültürü, sıfatı ne olursa olsun) hürmette kusur etme! Yaş olarak senden küçük olanlara da sevgide cimri davranma! Sivil hayatta bir gün asker arkadaşlarınla karşılaştığında asker ocağındaki tavırların (olumlu veya olumsuz) sana döneceğini unutma! Kendine yapılmasını istemediğin bir hareketi arkadaşlarına yapma! Okul arkadaşlığı, sınıf arkadaşlığı, yurt arkadaşlığı; önemli…   Ama asker arkadaşlığı daha da önemli! Bunu daha sonraları anlayacaksın. Bu sebeple, bu fırsatı iyi değerlendirmeye gayret et! Askerlik dönemini en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum. Görüşmek ve kavuşmak dileğiyle gazanız mübarek olsun… “Sen verdikçe dost görünen çok olur. İste de gör, hepsi yok olur. Sen kendine yetmeyi öğren, tüm dünyanın malına gönlün tok olur.” (Hz. Mevlana) Vesselam… 16.12.12    

www.giresunaktuel.com’da yazı…

 
YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN