Başbakanımız Hoş Geldi, Giresun’a Neler Getirdi?

“Önce farenin şerrini defet, sonra buğday biriktirmeye çalış.”  (Hz. Mevlana)

Başbakanımız Hoş Geldi, Giresun’a Neler Getirdi?

Tartışmalı “kirli” operasyonun Türkiye gündemini sarstığı günlerde başbakanın Ordu ve Giresun ziyaretleri hem halkın desteği, hem de verilen mesajlar bakımından önemli… Nasıl ki Gezi eylemlerinin gerçek sebebinin 3-5 ağaç olmadığı anlayan 100 binlerce partili olan-olmayan vatanseverlerin gerek İstanbul, gerekse Ankara havaalanlarında Başbakanı coşkuyla karşılaması; Gezi provokasyonunu etkisiz hale getirmişse… Ordu-Giresun mitinglerindeki sevgi seli de derin güçlerin oyununu bozacak gibi görülüyor. Başbakan Giresun’a ne getirdi? Giresun’da daha önce hiç böyle coşkulu bir miting görülmemişti. Katılım bindirme kıta değil, gönüllülerden oluşuyordu. Belli ki son operasyon halkı motive etmiş! Muhalefetin sert eleştirileri milleti Erdoğan’dan uzaklaştıracak yerde bu sevgisi daha da pekiştiriyor. Milletimizin bilinen özelliği, mazlumdan yana tavır koymasıdır. Başbakan Giresun’a sevgi getirdi, kardeşlik getirdi. (Bazıları bu sevgi ve kardeşliği hazmedemese de!) Yapılan hizmetlerin açılışı “çay-kahve bahane” misali esas gayenin bahanesi! Vatandaş yatırımın küçüğüne, büyüğüne bakmıyor. Yani ne minisi, ne de megası onu pek ilgilendirmiyor. Görülen o ki vatandaş Erdoğan’a güveniyor. İktidarın genel hizmetlerine bakarak desteğini devam ettirdiğinin mesajını yüksek sekle ifade ediyor. Hiç kimse durumdan vazife çıkartıp halkın Sayın Başbakana sevgisini, teveccühünü istismara kalkmasın! Başbakanın Giresun ziyareti Yılmaz Can’ın başkanlık şansını artırmıştır. Operasyonun perde arkası… “Efendim operasyonun arkasında CİA, MOSSAD varmış, İsrail, ABD varmış… Halk Bankası’nın yurtdışı bağlantıları yabancıları rahatsız etmiş.” v.s… Bütün bunlar sürpriz mi? Emperyalist güçlerin ve ajanların faaliyetleri bilinmiyor muydu? Türkiye’nin büyümesinden, güçlenmesinden, siyasi ve ekonomik istikrardan emperyalist güçlerin memnuniyet duyacağını bekleyen mi vardı? Bu operasyonun püf noktası; 14 aydır devam eden teknik ve fiziki takipten başbakanın haberdar edilmemesi değil midir? Operasyonun ilk günü, böyle bir operasyonun başbakanın bilgisi dışında olma ihtimalinin olamayacağını düşünmüştük...  Öyle ya, 11 yıldır iktidarda olan, güçlü bir istihbarat teşkilatı olan hükümette istihbarat zafiyetine ihtimal vermemiştik.  Lakin hükümet kanadından yapılan açıklamalar ve basında çıkan haberlere, televizyonda yapılan değerlendirilmelere bakınca; mes’elenin cemaat ve yolsuzluk mes’elesi olmadığı anlaşıldığı gibi, ciddi manada bir istihbarat zafiyetinin de bulunduğu görülmüştür. Sayın Başbakan emniyet ve yargı içinde kümelenmiş çetelerden bahsediyor. Olabilir. Her dönem Bürütüslerden şikâyet edilmiştir. Peki, bürokrasi içinde çetelerin kendilerini rahat gizleyebildiği ve 14 aylık faaliyetlerinden istihbarat güçlerinin dahi haberdar olamadığı bir yerde, Erdoğan’ın en yakınına yerleşmiş Bürütüsler de (Çömez misali) acaba gizlenmiş olamaz mı? Bazı bilgilerin başbakana hiç verilmediği yerde, acaba verilen bilgilerin de sağlık derecesi tartışılmaya açılmış olmaz mı? Yani gerçek dışı bilgiler de verilmiş olamaz mı? Öyle anlaşılıyor ki bundan böyle istihbari bilgiler yeniden revize edilecektir. Tahmin ediyorum ki Türkiye genelinde komisyonda kesinleşip henüz açıklanmayan belediye başkan adayları yeniden değerlendirmeye alınacaktır! Yeni değerlendirmelerde öncekilerden farklı bilgiler elde edilirse, herhalde ilk bilgileri verenler de değerlendirmeye tabi tutulacaktır! Gezi eylemlerinde olduğu gibi bu “kirli” operasyonun da boşa çıkartılması için mitinglerin coşkulu geçmesi önemli. Bu maksatla bütün imkânlarını kullanan teşkilat mensupları ve gönüllüler olduğu gibi bu mitinglerin zayıf geçmesini arzu edenler de olacaktır… Bunlar,  parti dışındaki şer güçler olabileceği gibi maalesef parti içinde kümelenmiş, iktidarın nimetlerinden istifade edip teşkilatın külfetine katlanmak istemeyen sahte parti rozetli menfaatperestler de olabilir! Genel Merkez yetkilileri miting bölgelerinde (miting öncesi ve sonrası) yapacakları ciddi bir araştırmada bunları tespitte zorlanmayacaktır. Tetikçiler kadar, hatta onlardan daha da önemlisi; tetikçileri besleyenlerin ve koruyanların tespitidir! Görülen o ki, halkın bu desteği devam ettiği müddetçe Erdoğan’a dışarıdaki şer güçleri ve içerdeki muhalif güçler zarar veremez. Erdoğan zarar görürse, ancak kendi içindeki münafık tipli partililerden zarar görecektir! Bunu Sayın Erdoğan’ın da gördüğünü zannediyorum. Muhtemelen hükümet revizyonunun yanında, yeni Çömezlere fırsat vermemek için A takımında da revizyona gidebilir! Bu “kirli” operasyon rahmet vesilesi olabilir!.. Başbakan diyor ki: “İninize gireceğiz didik didik edeceğiz… Ortada çok büyük ihanet var… Çok kirli bir ittifak kurdular.” Başbakan bu kadar iddialı ve sert konuştuğuna göre, demek ki mes’ele basına yansıtılandan daha vahim ve derin. Anlaşılan o ki bakan çocuklarını operasyona ilave edilerek karışık artırılmak istenilmiş. İyi ki bakan çocukları da bu operasyona dâhil edilmiş! Bakan çocukları dâhil olmamış olsaydı belki de operasyondaki kirlilik fark edilmeyecek ve varlığı iddia edilen çete de faaliyetlerine devam etmiş olacaktı. Ya bu operasyon mahalli seçimlere 10-15 gün önce yapılmış olsaydı, acaba seçimlere etkisi nasıl olurdu? İşte bu açıdan, bu operasyonun bugünlerde yapılmış olması rahmet vesilesi olarak değerlendirilebilir. Gülen Hocaefendinin bedduası!.. Bu operasyon sonrası Hocaefendinin beddualı görüntüleri servis edildi. Hayatı boyunca bütün sohbetlerinde Peygamberimiz (S.A.V) Efendimizin sünnetini anlatan, anlatırken gözyaşları döken, O’nu örnek aldığını ve örnek alınması gerektiğini anlatan Sayın Hocaefendinin son sohbetindeki o hiddetli beddualı konuşmasını nasıl yorumlamak lazım? Peygamber Efendimiz aleyhisselatü vesselamın hayatı boyunca Gülen Hocaefendinin yaptığı beddua misali bir üslubu olmuş mudur? Peki, İslam dünyasında Müslümanlara zulmeden ve katleden zalimlere ve çağın Firavunlarına karşı Hocaefendinin hiç böyle bir beddua yaptığını duyan var mı? Önceki hadis sohbetleri mi Hocaefendiyi tarif ediyor, yoksa bu beddua konuşması mı? Malumdur ki insanoğlunun son anı önemlidir!   “Bir kimsenin yaptığı iyiliğe karşı teşekkür etmek ahlâkî bir görevdir. İyilikte bulunanı övmek ve ona dua etmek de bir teşekkürdür. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah'a da şükretmemiş olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 12) Vesselam… 22.12.2013
YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN