Erdoğan’dan Sonra Ak Parti Dağılır Mı?

“Hayatlarında hiçbir başarı gösteremeyenler, kendilerini başkalarının başarılarını küçültmekle teselli ederler.” (C.S. Ongun)

Erdoğan’dan Sonra Ak Parti Dağılır Mı?

Ak Parti yeni genel başkanını seçmek için 27 Ağustos’ta genel kongreye gidiyor… Lider Erdoğan, yine liderliğini gösterdi… Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmadan, genel başkan sıfatıyla kendinden sonraki yeni genel başkanı ve haliyle başbakanı belirleyecek! Sayın Erdoğan’ın, köşke çıkmadan bir gün önce genel kongreye gitmesi anlamlı… Belli ki usta ve tecrübeli lider, işi şansa bırakmak istemiyor… Genel Başkan ve Başbakan sıfatıyla, kurup geliştirdiği partisini emin ellere teslim etmek ve kendinden sonraki yeni genel başkan seçimi için gayret gösteriyor. Genel kongre, 28 Ağustos’tan sonraya bırakılmış olsaydı, Sayın Erdoğan genel başkan seçiminde bugünkü kadar pek müessir olamazdı. İşte liderlik farkı; bu!.. (Esasında diğer siyasi liderler, Erdoğan’a çamur atmakla vakit kaybedeceklerine, (çaktırmadan!) Erdoğan’ın liderliğini örnek almaya çalışsalar, hem kendi liderliklerini sağlamlaştırabilirler hem de partilerindeki iç çekişmelere fırsat verdirmeyebilirlerdi!) Erdoğan sonrası Ak Parti’de dağılma olur mu?.. Halkın Erdoğan’a karşı özel bir sevgisi var… Erdoğan, bugünkü duruşundan-çizgisinden ayrılmadığı müddetçe bu sevgi de devam edecek gibi görülüyor… Bilinen bir gerçek; halk, Ak Parti’ye değil Erdoğan’a rey veriyor.  Geçmiş seçimlerde öyle olduğu gibi bu seçimde de öyle olmuştur. Erdoğan,  Ak Parti’den fiilen uzaklaşır ve partide kontrol gücünü kaybederse;  parti o zaman kan kaybetmeye başlar… Erdoğan’ın parti üzerindeki etkinliği dolaylı da olsa (ki öyle olmak zorundadır) devam ettiği sürece Ak Parti’de dağılma olmaz… Bu sebepledir ki Sayın Erdoğan parti üzerindeki etkinliğini kaybetmemek için, resmi olmasa da “Fiilî Başkanlık” sistemini devreye sokacaktır!… Buna pek itiraz eden de olamayacak, gibi görülüyor… Zira seçim öncesi yaptığı konuşmalarda  bunu açıkça deklare etti…   Fiili başkanlık sistemini çağrıştıran söylemlerine rağmen halkın % 52 destek vermesi, demek; halkın “Fiilî Başkanlık” sistemini onaylaması demektir.  Yani bu seçim, aynı zamanda bir referandum demektir! Erdoğan; lider gibi liderdir… Sağ olduğu müddetçe lider kalmalıdır. Vazife ve sıfat değişikliği liderlik vasfını değiştirmemeli… Liderlik gücü zaafa uğratılmamalıdır. Yeni Genel Başkan ve müstakbel Başbakan kim olacaktır?!.. Genel başkan tespiti için milletvekilleri ve il başkanlarıyla istişareler yapılıyor… Keşke milletvekilleri ve il başkanları istişareye giderken hiç değilse teşkilatların fikirlerini alsalardı… İstişarede beyan edecekleri fikir, kimin fikri? Teşkilatın değil, kendilerinin şahsi fikirleridir… Ortaya atılacak isimler de 22 milyonluk seçmenin değil, 400-500 kişinin temsilcisi gibi bir görüntü verecektir. Gerçi, neticede Erdoğan ne derse o olacaktır! *** Yeni başbakan, hem genel başkan hem de milletvekili sıfatını taşıyan biri olacaktır. Bu durumda, Abdullah Gül ve Numan Kurtulmuş olamayacaktır… Genel kongrenin 27 Ağustos’ta yapılması, Abdullah Gül’ü tartışmalı olmaktan çıkartmıştır. “Başbakan, genel başkan olacaktır” kriteri de milletvekili olmayan isimleri tartışmalı olmaktan çıkartmıştır! Parti’de genel başkanlık yapacak çok isim var… Amma… Genel başkan, öncelikle teşkilatçı ve tecrübeli bir siyasetçi olmalıdır… Ve de Sayın Erdoğan’la uyumlu çalışabilecek bir olmalıdır! Yeni genel başkan ve başbakan, (ortaya atılan isimler ve iddiaların aksine!) 3 dönem kriterine uyan biri olmalı ki, 2015 seçimlerinden sonra (ola ki!) başbakan ve kabine değişikliği yapılmak zorunda kalındığında parti içinde kırgınlıklara, fitneye sebebiyet verilmemiş olsun! Bu kritere uygun isimlerden birinin de Mehmet Ali Şahin olduğunu düşünüyorum… Mehmet Ali Şahin  sanki bugüne özel hazırlanmış gibi görülüyor;  Adalet Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, TBMM Başkanı, Başbakan yardımcısı ve AK Parti 4. Olağan Kongresi'nde Divan Başkanı derken Cumhurbaşkanı adayını açıklayan Genel Başkan Yardımcısı ve 40 yıllık sadık dava arkadaşı!.. İtaatkâr mı; itaatkâr!.. Teşkilatçı mı; teşkilatçı!.. Tecrübeli mi; tecrübeli!.. Uyumlu mu; uyumlu! Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi kariyeri… Recep Tayyip Erdoğan; çekirdekten yetişme iyi bir teşkilatçı ve siyasetçi…  1994 ve 1998 yıllarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı…  2003 yılından buyana Başbakan… Ve 12. Cumhurbaşkanı. İyi bir hatip ve örnek bir lider… Bugüne kadar oturduğu siyasi koltuklara tepeden inme gelmemiş, çalışarak, hak ederek ve bedel ödeyerek oturmuş ve de her makamın hakkını tam anlamıyla vermiş bir lider… “Yorulunca adımları sıklaştırın” emr-i peygamberiye uygun hareket ediyor… İnandıklarını önce nefsinde yaşıyor, sonra etrafının yaşamasına gayret gösteriyor… Onun çalışma azmi, spordan siyasete, ticaretten bürokrasiye kadar her kademedeki yöneticiler tarafından örnek alınmalıdır… Hem çalışıyor, hem de çalıştırıyor… Onunla çalışmak zorunda olanlar, onun hızına ayak uydurmak zorundadırlar. Onun rakipleri, onunla yarışmaya cesaret edemiyorlar! İşte muhalefet parti liderlerinin durumu… İşte, C.B. adaylarının durumu!..        % 9 civarında rey alan adaylardan biri, seçim kazanmışçasına bayram havası estirirken, 14 yaşındaki torunum soruyor; - Dede, bu amca, seçimden önce cumhurbaşkanlığını rahat kazanacağını söylüyordu, şimdi % 9’lara bayram yapıyor, bu nasıl bir şey? -Bekle yavrum, daha yaşın genç… 18 yaşına gelinceye kadar, o amcan herhalde bunu izah eder, diyebildim! Diğer aday, reylerinin toplamı ancak % 40-45 civarında olan bütün muhalefet partilerinin çatı adayı; seçim öncesi %60’ın üzerinde reyle seçimi kazanacağını söylerken, kendi partilerinin tabanını güldürüyordu! %40-45 potansiyelle % 60 seçim kazanmak!.. Çatı partilerinin tabanı, adaylarının seçimi kazanacağına inanmamışlardı ki, sandığa gitme zahmetine bile katlanmadılar… Hatta çatı partilerinin milletvekilleri dahi seçim kazanacaklarına inanmamışlardı ki, Ak Parti’nin seçim sürecinde Meclisi çalıştırma kararına itiraz etmemişler, Meclis çalışmaları bahanesiyle seçim çalışmalarından uzak durmaya çalışmışlardı. Bir tarafta tek başına il-il, meydan-meydan dolaşan Erdoğan, diğer taraf meydanlardan uzak diğer adaylar… İşte, Erdoğan, bunun için inandırıcı ve de halk tarafından seviliyor… Belki de muhalefet partileri bu tavırlarından dolayı teveccüh bulamıyor. Evet, bugüne kadar dünya, Başbakan Erdoğan’ı çok konuştu, bundan sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı  daha çok konuşacak!.. Dünyanın gözü, bu liderin yaptıklarında ve yapacaklarında olacak!.. Erdoğan, Türk milleti ve Müslümanlar için Cenab-ı Hakkın bir lutfudur… Cumhurbaşkanlığı makamında da farklı ve hayırlı hizmetler vereceğine inanıyoruz. Mazlumların umudu, zalimlerin ve menfaat odaklarının korkulu rüyası olacaktır… Ona verilecek destek, elini güçlendirecektir… Ona verilecek manevî destek, maddî ve manevî hizmet olarak geri dönecektir… Onu, yolsuzluk ve samimiyetsizlikle itham edenler, bir gün hatalarını anlayacaklar, imkân bulabilirlerse(!) hem onun şahsından hem de onun hakkında şüphe uyandırdıkları insanlardan özür dileyeceklerdir! Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a rey vermemiş olanlar ve fikirlerini henüz hazmedememiş olanlar; bu saatten sonra hiç değilse sükût etmeli… Kendilerine fayda sağlamayacak söz ve fiillerden kaçınmalı…  Ki, siyasî, ticarî ve bürokratik geleceklerini riske atmasınlar!   “Yılanın başını düşman eliyle ez; düşman galip gelirse yılanı öldürmüş olursun, yılan galip olursa düşmandan kurtulmuş olursun.” (Şeyh Sadi Şirazî) Vesselam… 17.08.2014
YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN