“Ey Allah’ım beni de afv eder misin?!..”

“Kim bir kötülük yapar yâhut nefsine zulmeder de Allah’dan affedilmesini isterse, Allah’ı çok Bağışlayıcı, çok Esirgeyici bulur.” (en-Nisâ,110) Hafta içi günlük notlar…

“Ey Allah’ım beni de afv eder misin?!..”

“Ya Rabbi!.. Senin benim Rabbim olduğunu, benim ise Senin kulun olduğunu biliyorum… Başka da bir şey bilmiyorum. Okumadım, dinlemedim; bilmiyorum. Ve bilmediğim için Sana yakışan amelde yapamadım… Yapamadım değil yapmadım! Zenginim; zekât vermedim, hacca gitmedim… Sıhhatliyim; oruç tutmadım. Namaz kılmadım…  Ayıp olmasın, beni kınamasınlar diye, bezen bayramlarda, bazen Cuma günlerinde camiye gittim… Yanımdakiler eğilip doğrulurken bende eğildim ve doğruldum. Onlar ne yapıyorsa ben de onu yaptım. Bazen de dostların cenazelerinde cami avlusunda dostumun cenaze namazını kılanları seyrettim. Fakire yardım et, dediler; “Allah onu yaratırken bana mı sordu” dedim, yardım etmedim. Kurbanı; hayvan boğazlama ve katletme olarak kabul ettim. Hayvanlara sevgimden dolayı kurban kesmedim.  Müslümanlarla bugüne kadar hep alay ettim, onları hakir ve küçük gördüm. Kendimi onlardan ayrı ve üstün bir sınıf kabul ettim. Müslümanlar Ramazan ayında oruç tutarken; “enayiler boşu başuna aç kalıyorlar ve susuzluk çekiyorlar”, dedim. Onların güzünün içine baka baka ağzımı şapırdatarak yemeğimi, 30-40 derece yaz sıcağında soğuk suyumu yudumladım. Müslümanlar gece saatlerce teravih namazı kılarken, ben park ve eğlence yerlerinde sazlı-sözlü eğlenmeye devam ettim. Camiden gelen vaiz ve ezan sesleri neşemi kaçırmasın, eğlencemi bozmasın diye müziğin sesini yükselttim. Ramazan Bayramını; oruç tutanların ve namaz kılanların bayramı olarak, Kurban Bayramını da kurban kesenleri bayramı olarak gördüm… Oruç tatmadığım, Kurban kesmediğim için de bayram yapmayı hak etmediğini düşündüm. Bayram tatillerini turisttik bir tatil olarak değerlendirdim. Ya Rabbi! Bütün bu amelsizliğime rağmen Senin yaratıcı olduğunu, Senden başka İlah olmadığını, eşin ve benzerin olmadığını biliyorum. Emirlerini yapmasam da Muhammed Mustafa (sas)’ın Senin Resulün olduğunu da inanıyorum. Ya Rabbi!.. Namaz kılmasam da dost cenazelerinde cami avlusunda ve mezarlıklarda imamların dualarını dinlerken; Senin “tövbeleri kabul eden, merhameti ve mağfireti bol olan” olduğunu duydum. Beni de afv eder misin Allah’ım?!.. Ey Allah’ım, artık inanıyorum… Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Senin kulunum, bundan böyle gücüm yettiği müddetçe Senin ahdin ve va’din üzere olacağım. Yaptıklarımın kötülüğünden Sana sığınıyorum. Bana verdiğin nimetini anarken günahımı da arzederim ki, beni affet! Çünkü günahları ancak Sen affedersin… Ey Allah’ım! Sen Şâh’sın. Senden başka asla ilâh yok. Seni tesbih ve takdis ederim. Sana yaraşan hamd ile hamdederim. Sen benim Rabbimsin. Ben ise Senin kulunum. Kendi nefsime haksızlık ettim; şimdi günahımı itiraf ediyorum. Bütün günahlarımı affet, bütün günahları ancak Sen bağışlarsın. Beni ahlâkın en güzeline yönet. Zira ahlâkın en güzeline beni ancak Sen yöneltirisin. Huylarımın kötü olanlarını benden uzaklaştır; çünkü huyların kötü olanını benden ancak Sen uzaklaştırırsın. Senin davetine icabet ettim.  Senin saatine geldim. (Emrine hazır ve muntazırım) Bütün hayırlar Senin elindedir. Ben Seninle var oldum ve Sana döneceğim. Ey Rabbimiz! Sen mübareksin ve yücesin. Senden mağfiret dileriz ve Sana döneriz.” Bugün sizlerle şahsıma posta ile gönderilen bir okuyucu mektubunu paylaşmak istedim!.. Nu mutlu böyle tövbe eden günahkâr kullara!   *** “Yürü ya kulum!..” Kimse kendini yormasın, kötülüğünü de belli etmesin!.. Allah (c.c) bir kuluna “yürü kulum!” demişse, kimse onu durduramaz!.. Görünün o ki Recep Tayyip Erdoğan, Allah’ın yürü kulum dediklerinden! “Allah’ın insanlara açacağı herhangi bir rahmeti tutacak (hapsedecek bir kuvvet) yoktur. (Alıkoyacağı) tutacağı şeyi de ondan sonra salıverecek yoktur…” (Fâtır suresi, 2.ayet) “Eğer Allah sana (herhangi bir yüzden bir keder) bir zarar dokundurursa, onu Kendinden başka hiçbir açıcı (giderici) yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun fazl (u kerem)’ini geri çevirecek hiçbir (kuvvet) de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir…” (Yunus suresi, 107. Ayet) Ey Allah’ım! Verdiğini kimse engelleyemez. Engellediğini de kimse veremez. Hükmünü kimse geri veremez. Çalışma, (Senden izin olmadıkça) çalışana fayda vermez! ( 30.07.2014)   *** Yüksek Hızlı Tren YAPANLAR ve trene BAKANLAR!.. - Ne geçti? - Hızlı Tren! - O bakanlar, kim?.. - Trenden korkanlar… - Bir hafta tren bedavaymış, onlar niçin trene binmiyorlar? - Binmek için can atıyorlar ama muhalefet için yaptıkları itirazlardan utanıyorlar!.. Muhalefet politikalarının iflasından korkuyorlar! - Hızlı Trene muhalefet edenler bundan böyle bu trenle hiç seyahat etmeyecekler mi? - Etmez olurlar mı, en fazla onlar seyahat edecekler, ama muhalefet için yaptıkları itirazları halk biraz unutsun! - O trene bakanlar, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi referandumunda hayır reyi kullananlar mı?  - !… (28.07.2014)   *** Bu nasıl bir din kardeşliğidir?!.. Cami kapısında ezanı beklerken uzun zamandır görüşmediğimiz bir kardeşimiz yanıma yaklaşır, “Başkanım! Sizi özlemiştim, sizi gerçekten Allah için seviyoruz” diyerek söze başlar ve ayaküstü kısa bir sohbet yaparız… “Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne yapıyorsunuz, kime rey veriyorsunuz?” diye sorduğumda, - İki dağ bir araya gelse, Allah muhafaza Erdoğan’a rey vermem, diyor. - Sebep? - O ki İsrail destekçisi, ebediyen ona rey yok! - Nasıl olur?!.. Rahmetli Erbakan Hocamız İsrail’ in nasıl bir devlet olduğunu, Theodor Herzl’in kim olduğunu, Siyonizmi ilk defa yüksek sesle Türkiye’nin gündemine getiren liderdi. Erdoğan ise İsrail’in terör devleti olduğunu yüksek sesle dünya gündemine taşıyan, Filistin ve Gazze mazlumlarına açıkça, yüksek sesle sahip çıkan ikinci lider… Bütün ortadoğuda Müslüman Arap halkının bu sebeple umudu haline gelen Erdoğan’ı nasıl İsrail destekçisi olarak itham edersiniz? Bu sözlerinizin vebali yok mu? Ama sizleri suçlayamıyorum… Sizler bu düşünceye “okuduğunuz gazetenizdeki haberlerden, o gazetenin köşe yazarlarından ve gönül verdiğiniz siyasetçilerin sözlerinden etkilenerek” sahip oldunuz!.. Başka gazeteleri, başka yazarları okumuyor, başka siyasetçileri dinlemiyorsunuz!.. Yazık… Hem de çok yazık… Bizleri böyle birbirimize düşman edenlere yazıklar olsun… Din kardeşleri arasına yanlış haberlerle fitne sokanlara yazıklar olsun… Hani, Müslüman sevdiğini Allah için sevecekti, buğz ettiğine Allah için buğz edecekti?.. Bu minval üzere sohbete devam ederken, o kardeşimiz, “ben abdest almaya gidiyorum” diyerek yanımızdan ayrıldı… Bilmem, biri daha yanımıza yaklaşır mı? Evet, aynı safta omuz omuza namaza durdukları halde… (acaba “namaz kıldıkları halde” mi demeliydim!) Cenazelerde, düğünlerde aynı ortamı paylaştıkları halde (siyasi taassupla) selamlaşamayan Müslümanım diyenlere yazıklar olsun! Müslümanları mesnetsiz, asılsız haberlerle birbirlerine düşman edenlere yazıklar olsun! (Herhalde şeytanın arzu ettiği tablo bu olsa gerek!) Şeytana gönüllü askerlik yapan şeytanlaşmış insanlara yazıklar olsun! Gazze’de Müslümanlara İsrailli şeytanlar bomba yağdırırken, Dünya Müslümanları birleşip zalimlere karşı mazlumların yanında saf tutamazken, Türkiye’de Müslümanlar birbirleriyle selamlaşmamak için birbirlerine sırtlarını dönerken hangi bayramı, neyin bayramını kutluyoruz? Bayramınız mübarek olsun! Diyanet İşleri Başkanı Mehmed Görmez diyor ki: “Bu bayram, imanda sebat eden Müminlerin, elinden ve dilinden emin olunan Müslümanların, barışın, esenliğin yani İslam’ın bayramıdır. Müslüman bir başka Müslümanı müşrik görerek onunla savaş halinde olamaz.  Aslolan hiçbir zaman, zalimlerin ve katillerin safında olmamaktır. Nemrutlara karşı daima İbrahim’in (as) yanında olmaktır. Aslolan Ebu Leheb’lere karşı daima Muhammed Mustafa (sas)’nın yanında yer almaktır. Aslolan Firavunlaşmış ruhlara karşı daima Musa’nın (as) tarafında yer almaktır. Hiç kimse kendi düşüncesini başkası üzerinde bir baskı aracı olarak göremez. Bu birlikteliğimizi hiçbir kuvvet günlük kısır siyasi çekişmelerin kurbanı yapamaz; buna hiçbir Müslüman fert ve toplum bu fırsatı veremez. Bu hakkı kimse din adına, İslam adına ve siyaset adına ortadan kaldıramaz."   “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (Haşr suresi, 10)  (28.07.2014) Vesselam…
YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN