Siyasette alışılmışın dışında hareketler sergileniyor.
MHP’de genel başkan tartışmaları ve kongre krizi; siyasî dengeleri alt üst etti.
Devlet Bahçeli kıssasından çıkartılacak çok dersler, alınacak nice ibretler olmalı.
Muhalefet partilerinde Genel Başkanlık tartışmaları yaşanırken Ak Parti’de ise görünürde hiçbir ciddi sebep yok iken Genel Başkan ve Başbakan değişikliğine gidilmesi tam bir muamma!
Demokrasinin vazgeçilmez unsuru sayılan siyasî partilerdeki bu tartışmalar, netice itibariyle acaba demokrasiyi tartışılır hale getirir mi?
Yoksa birileri demokrasiyi tartışılır hale getirmek için mi partilerde kazan kaynatıyorlar?
Öyle ki, demokrasinin prensipleri diye konulan, kendilerinin de çoğu defa deklare ettikleri kurallara siyasî parti yetkilileri riayet etmiyorlar!
Haklı olarak sorulur ve sorgulanır hale gelmiş olan bu kurallar kimin için geçerlidir?
Demokrasi de nihaî karar milletin ise, millet ne derse o olacaksa; milletin, “demokrasi bu ise, varsın yıkılsın böyle demokrasi” demesi mi bekleniyor?
***
Ak Parti’de genel başkanın kimin olması gerektiğiyle alakalı temayül yoklamaları yapılıyor… Sanki adayın kimin olacağı belli değilmiş gibi!
Her ne kadar, il ve ilçe başkanlarıyla milletvekili ve belediye başkanı aday tespiti öncelerinde bugüne kadar yapılan temayül yoklamalarında, temayüle katılanların reylerine pek itibar edilmemiş olunsa da, yine de temayüle büyük önem veriliyor.
***
Zor soru!..
Vatandaş soruyor:
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)