Yâ Rabbi! “Size hizmet edeceğiz” diye bizlerden vekalet alan siyasetçileri, bizlere hizmet etmek üzere görevlendirilen bürokratları Sana şikâyet ediyorum.
“Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın? Yoksa onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi kızgınsın?” (Hz.Mevlâna)
***
Olur mu?..
Siz ne yazarsanız yazın ne söylerseniz söyleyin; Kellim kellim la yenfa
Üç yıldır bitirilmeyen, köstebek yuvasına dönüşmüş, takriben üç yıldır onca yazılan, çizilen, söylenilen ikazlara rağmen ilgilenilmeyen, vatandaşın feryadına kulak tıkanılan, görülmek istenilmeyen bir yol (BEKTAŞ YAYLA yolu) olur mu?
***
Yazılan ve söylenilenleri sağır sultanlar duyduğu halde, bir ilin valisi, milletvekilleri, il genel meclisi üyeleri, iktidarın il-ilçe teşkilat başkanları görmüyor ve duymuyorsa; bundan böyle artık kime ne söyleyelim, derdimizi kime anlatalım?!
***
Bu yolun görülmesi için “Gören Bakan” lazım dedik, Bakanlara sesimizi ulaştıran olmadı.
Bu yolun görülmesi için illâ “Cumhurbaşkanı Erdoğan mı davet edilmeli” dedik, yine duyan ve gören olmadı.
***
✅ Bu mesele devletin güçsüzlüğü, Özel İdarenin imkansızlığı değildir, olamaz da.
✅ Bu mesele olsa olsa, siyasetçi ve bürokratların umursamazlığıdır, duyarsızlığıdır, (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle) hiç kimse kusura bakmasın liyakatsizliğidir!..
Bizler zâhire (görünün yüzüne, dışarıya yansımasına) göre değerlendirme yapıyoruz.
Belki de işin aslı, bâtıni yönü bambaşka da olabilir.
Ama eminim ki sebepler ve gerekçeler ne olursa olsun, herkesin (siyasetçilerin de bürokratların da) kendilerine göre mutlaka haklı bir mazereti olacaktır!.. Ve herkes kusuru bir başkasında veya başka yerlerde arayacaktır.
Ancak toplumsal meselelerde kimin ne söylediği değil ne yaptığı, dahası vatandaşın ne anladığı önemlidir.
Ticarette nasıl ki müşteri daima haklıdır (müşteri memnuniyeti esastır); siyasette de halkın memnuniyeti esastır, vatandaş daima haklıdır.
***
Bu saatten sonra Giresun dahilinde bu meselede hiçbir bürokrat ve siyasetçiyi rahatsız etmeyeceğim, söz!..
***
Ey Sayın Cumhurbaşkanım!..
Tensip ederek seçilmelerine vesile olduğunuz siyasetçilerinizi ve atadığınız bürokratlarınızı zat-ı alinize arz ediyorum!..
***
Sayın Başkanım!..
Mesele 4-5 km.lik bir yayla yolunun 3 yıldır ilgisizlikten yapılmamış olması değil…
Mesele, 3 yıldır böyle bir yol yapılamıyorsa sizin iktidar döneminizde acaba “daha önemli başka meselelerin ilgisizlik yüzünden sürüncemede kalmış olabilir mi” ihtimalidir!
Hizmette bir kusur görüldüğünde vatandaşın ilk muhatabı gayet tabidir ki; öncelikle o bölgenin milletvekilleri ve özellikle valisidir.
Ancak ne kadar ihmalkâr olursa olsun, bir milletvekilinin böyle bir meselede devreye girmemiş olması, valisinden Özel İdare Genel Sekreterine ricada bulunmamış olması düşünülemez.
Keza bir Valinin de böyle bir meselede lakayt kalması da düşünülemez.
İşte meselenin bam teli de tam burası: Bir milletvekili ve vali devrede olduğu halde bir yerde 4-5 km.lik bir yol yapılamıyorsa; orada bir tıkanıklık var demektir.
Bu demektir milletvekilinin gücü yoktur, valinin bile yetkisi yoktur!..
Böyle bir ortamda o milletvekillerinde ve valide çalışma heyecanı olabilir mi?
Böyle milletvekillerine ve valiye o yöre halkının güveni olabilir mi?
***
Sayın Başkanım!..
Israrla yıllardır gerek bu fakir, gerek samimi dostlarınız yazıyor ve konuşuyorlar: Cumhurbaşkanının yakınındakiler ülkede olup bitenleri, teşkilat içindeki sürtüşmeleri tam rapor etmiyorlar, onu yanlış yönlendiriyorlar, dolayısıyla Cumhurbaşkanı da o yanlış raporlar istikametinde konuşuyor ve kararlar alıyor. Netice itibariyle de gerek parti tabanının gerek halkın tepkisini çeken bu yanlış kararların faturası da doğrudan Cumhurbaşkanına fatura ediliyor.”
***
Sayın Başkanım!..
İşte basit bir misal: Seçim bölgesinin milletvekillerinin tensibi ve teklifiyle aday olan (milletvekillerin tensibi olmadan aday olması mümkün olmayan), seçim sürecinde o milletvekilleriyle kol kola seçim çalışmalarını yürüten ve neticede seçimi kazanan bir il belediye başkanı, seçildikten sora bölge milletvekilleriyle değil de başka bölge milletvekilleriyle irtibat içinde olursa, o ilde sağlıklı hizmet verilebilmesi mümkün olabilir mi?.. Bunun sorumlusu kimdir Sayın Başkanım!..
***
Sayın Başkanım!..
Tabanda görülen;
- Gidişatın hayra alamet olmadığı,
- Zat-ı alinizin çok konuşup hiç dinlemediği (milletvekillerini dahi yeterince dinlemediği, milletvekillerine genel başkan olarak sizlere ulaşamadığı)
- Başkanlık sisteminde “sözde milletvekillerinin bakanlardan daha güçlü ve etkili olacak” iddiasının, uygulamada tamamen tersi olduğu; bakanların milletvekillerinden daha güçlü ve etkili olduğu… Giresun’daki sel felaketinde bunun çok açıkça görüldüğü… Bu durumun milletvekillerinin heyecanını kırdığı…
- İlk Cumhurbaşkanı seçiminde (bütün muhalefet partilerinin ittifakına rağmen) sizlere yüzde 52 destek veren seçmenin (bunca yapılan maddi hizmetlere rağmen) gün geçtikçe desteğini çekme sebebinin doğru okunmadığı...
- Sizin için en büyük tehlikenin, partiden ayrılanlar değil en yakınızda bulunan ve her hareketinizi ifrat noktasında alkışlayanlar olduğu…
***
Yanlış kişilere vekalet verdiğimiz için yaptığımız hatadan dolayı tövbe ediyorum.
***
Yâ Rabbî! Bizleri Allah ile aldatan ve aldananlardan, mülkle şımaranlardan, imkânla azanlardan eyleme… İyinin ve kötünün seçilemez olduğu zamanlarda bize iyiyle kötüyü ayırt edecek akıl ve şuur ihsan eyle… Basiret, feraset, hikmet nasip eyle!.. Bizi haksızlığa, hukuksuzluğa ve vicdansızlığa karşı suskun kalanlardan eyleme!...
***
"Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" (Ziya Paşa)
Vesselam…
29 Ekim 2020 Perşembe / 12 Rebiulevvel 1442
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)